KUŞA KAFESİ TERK ETMEK VE UÇMAK NASIL HOŞ VE TATLI GELİYORSA BANA DA ÖLMEK VE BU YURTTAN GÖÇMEK ÖYLE HOŞ VE TATLI GELİYOR

(Toplumsal İlişkiler 563)


اَللّٰهُ يَتَوَفَّى الْاَنْفُسَ حٖينَ مَوْتِهَا وَالَّتٖي لَمْ تَمُتْ فٖي مَنَامِهَاۚ فَيُمْسِكُ الَّتٖي قَضٰى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْاُخْرٰٓى اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
Allah, (eceli gelenlerin) ölecekleri zaman canlarını alır, ölmeyeni (henüz eceli gelmeyeni) de uykusunda (ruhunu geçici olarak bedeninden ayırır.) Böylece kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı tutar (ahirete gönderir), diğerlerini ise adı konulmuş bir vakte kadar salıverir. Şüphesiz bunlar, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler içermektedir.” (Zümer/42)

Değerli dostlar! Hz. Mevlana’nın bu yıl 748. Vuslat yıldönümünde öne çıkan bir sözünü şöyle hatırlıyorum: “Kuşa kafesi terk etmek ve uçmak nasıl hoş ve tatlı geliyorsa, bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş ve tatlı geliyor.”

Biliyorsunuz Hz. Pir ölüm gününü Şebi Arus (düğün gecesi) olarak adlandırmaktadır. Ölümü böylesine güzel karşılayan ve ifade eden birine rastlamak kolay değildir.

Peki insanların çoğu niye böylesine güzel bakmıyor ölüm hadisesine? Önce ölümden başkası yalan dediğimiz bu dünyada ölmeden önce ölmeyi becerebilmek gerekiyor. Yani ölüme hazırlıklı olabilmek bu işin birinci şartıdır. İnsanlar ilk bu konuda kaybediyorlar zaten.

İhsan makamı dediğimiz “Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etme” konusunda maalesef ortalıkta öyle fazla insan gözükmüyor. Halbuki bu makam çok önemli değerli dostlar!

Ahirete bakan kapı tam olarak da burası değil midir?

İnsan bu dünyada yaptığı her işi ibadet maksadıyla ve Allah’ görüyormuşçasına yapacak ki, Hz. Mevlana’nın dediği gibi bu dünya gözüne zerre miktarı şirin gözükmeyecek. Tıpkı kafesten uçan kuşun duyduğu tatlı ve hoş duyguyu yüreğinin derinliklerinde hissedecek. Böyle olunca da ölmeden önce öldüğü için insani ilişkileri daha iyi olacak. Erenlerden olacak hak hukuk tanıyacak.

Hz. Mevlana Mesnevi adlı muazzam eserinde de insanı ney enstrümanına benzetmiş bunu “Mesnevi’den 1” yazımızla ele almış açıklamıştık. Ney nasıl kamışlıktan, sazlıktan yani asıl yurdundan koparılmışsa insan da asıl yurdu olan Cennet’ten koparılıp kendi hatasından ötürü yeryüzüne indirilmiştir. Elbette insan asıl yurduna özlem duyacaktır. Ölüm temasını işlemesi bu yüzden boşuna değildir. Zaten Hz. Pir de doğduğu topraklardan kalkıp Konya’ya gelişinde yine gurbet çeken bir yürek olduğundan bu mevzuyu mükemmel işlemesinin en önemli sebebidir desem herhalde abartmamış olurum.

Şemsettin ÖZKAN

01.01.2022 KONYAALTI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.