KAPIYI ÇALDIĞIMDA KİM O DERSEN BEN OLMAM KAPINDA SEN OLUR GELİRİM

(Toplumsal İlişkiler 404)


وَمِنْ اٰيَاتِهٖٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجاً لِتَسْكُـنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
O’nun tek bir rab ve ilah oluşunun yani ilim, kudret ve merhametinin delillerinden biri de, size kendi cinsinizden, yani sizin gibi birer insan olan karşı cinsten, yanlarında huzur ve mutluluk bulabileceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesidir. Hiç kuşkusuz bunda, düşünen insanlar için nice dersler, nice ibretler vardır.” (Rum/21)

İnsan sevmeye görsün, sevdiğinin yanında ben olmak yok artık. O Kişi benim değil, senim der. Çünkü sevginin tam olarak tarifi budur. Benlik senlik davası bitmiştir. Aşık maşukuyla özdeşleşmiştir. Sen ben kavgası yoktur. Zaten varsa aşk da yoktur. Aşk olmayınca da meşk yoktur. Hz. Mevlana şöyle der;

Leyla değilim dost,

Lakin çağırırsan çöllere gelirim

Toplarım özümü yalın halde gelirim

Kapıyı çaldığımda kim o dersen,

Ben olmam kapında sen olur gelirim

Sen gel de yeter ki, yola yük olmam

Yol olur gelirim.

Çünkü aşk dediğimiz şey tek kişilik bir odaya benzer. Oraya iki kişi sığmaz. Ancak tek olunarak yani ben sen olunarak girilir.

Hz. Mevlana âşık ve maşuku (sevgiliyi), et ve tırnağın birbirine geçmesi gibi öyle güzel anlatır ki, herhalde bundan daha güzel anlatılamaz:

Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benim, hem de senim, sen de ben,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim.

Bir gün, bir âşık sevgilisinin kapısına giderek, kapısını çaldı. İçerideki sevgilisi: “Kim o?” Âşık: “Kapıyı çalan benim.” Bunun üzerine sevgili, “Git kapımdan, senin içeriye girme zamanın daha gelmemiş. Benim aşk soframda hamlara yer yok” diyerek kapıyı açmadı.

Kişiyi olgunlaştıran, nifaktan kurtaran, ayrılığın verdiği ıstıraptır. Sevgilinin kapısından geri çevrilen âşık, yollara düştü. Tam bir yıl ayrılık acısıyla yandı, sevgili hasreti çekti.

Ayrılık acısıyla piştikten sonra, sevgilinin evi etrafında dolaşmaya başladı. Cesaretini topladı. Sevgiliyi incitecek bir söz söylememe özenini göstererek, edeple kapının halkasını vurdu. Sevgili içeriden, “Kapıyı çalan kim?” diye sordu. Âşık, “ey gönlümü almış olan güzel! Kapıdaki sensin” dedi. Sevgili, “mademki sen ben olmuşsun, gir içeri. Gönül evi dardır. İkiliğe ise, yer yoktur” diyerek aşığı evine aldı.

Şemsettin ÖZKAN

12.07.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com

4-ayrilikpinari.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.