HAYATIMIZDAKİ PARADOKSLAR

(Toplumsal İlişkiler 78)


وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُۚ فَاَنّٰى يُؤْفَكُونَ 
“Şayet onlara, “Gökleri ve yeri yoktan var eden, Güneş’i ve Ay’ı emrine boyun eğdiren kimdir?” diye soracak olsan, hiç tereddüt etmeden, “Allah’tır!” diyecekler. Öyleyse, neden Allah’ın yanı sıra birtakım uydurma ilâhlara boyun eğerek haktan yüz çeviriyorlar?” (Ankebut/61) 

Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturmasıdır. Çoğunlukla, çelişkili gözüken sonuç veya sonuçların aslında çelişkili tarafları vardır.  Kimi zaman kendiliğinden oluşan paradokslar olduğu gibi matematikçilerin ve ünlü düşünürlerin oluşturduğu dünyaca ünlü paradokslar da vardır: Bu tip paradokslar matematikte yeni buluşlara yol açarken, soyut düşünceyi de beslemiştir. Ne tür paradoks olursa olsun ortaya çıkan sorular ve karışıklık hem ilginç, hem de eğlendiricidir.

      Timsahın biri Nil kenarında çamaşır yıkamakta olan bir kadının bir anlık gafletinden yararlanarak onun çocuğunu yakaladı. Kadın çocuğunu geri vermesi için timsaha yalvardı. Timsah, “Çocuğuna ne yapacağımı doğru olarak tahmin edersen, onu sana veririm, aksi halde onu yerim,” dedi.

Kadın, “Ay! Yavrumu yiyeceksin,” diye bir çığlık attı.

Timsah, “Pekâlâ” dedi, “Artık onu sana veremem, çünkü böyle yaparsam sen yanlış tahminde bulunmuş olursun. Halbuki sana yanlış tahminde bulunursan onu yiyeceğimi söylemiştim.”

“Tam tersine,” dedi kadın, “yavrumu yiyemezsin, çünkü onu yersen doğru tahminde bulunmuş olurum ve doğru tahminde bulunduğumda onu bana vereceğini söylemiştin.”

       İnsan yaşamı boyunca sürekli bir şeyler öğrenip duruyor. Öğrenilen bilgileri, zihninde aklına uygun bir tarzda şekillendiriyor. İnsanoğlunun düşüncelerinin çelişki barındırdığı noktada, paradoks kavramı hemencecik devreye giriyor. Beşeri ideolojiler için bu paradoks hali mümkün iken, Allah’ın kitabı ve Peygamberinin (s.a.v)’in hayat biçiminin insanlığa verdiği mesajlar için bu durum söz konusu olamaz.

      İnsan zihninde var olan ve doğruluğuna kesin olarak inanılan bilgilerin ya da ifadelerin, kendi içerisinde tezat barındırması veya insan mantığının sınırlarını zorlaması da paradoks olarak ifade edilmektedir. Veyahut kesin bir yargı içermeyen, tartışmaya açık, karşıtlık barındıran, yani kişinin işin içinden çıkamadığı düşünceler de bir çeşit paradoks halini barındırmaktadır. Ayrıca herhangi bir ifadenin veya ön görünün, eyleme geçmesiyle öngörülenin tam tersi sonuçlar vermesi de paradokstur. Bu noktada, mantıklı gelen ifade eyleme geçince, istenilenin dışında mantıksız sonuçlar vererek, mantığın dışına çıkması da ayrı bir paradoks çeşididir. Türkçede saçma ve karşıt fikirler için  paradoks kavramının eş anlamlısı sayılabilecek absürd ifadesi kullanılmaktadır. Hayatımız maalesef paradokslarla dolu… Örnek mi istiyorsunuz? 

Hanelerimiz büyüdü; ama ailelerimiz küçüldü.

Harika evlerimiz var; ama yuvalarımız dağıldı.

Otoyollarımız genişledi; ama bakış açılarımız daraldı.

Binalarımızın boyu uzadı; ama sabrımızın süresi kısaldı.

Daha çok harcayarak israf ediyoruz, ama elimizdekilerin bereketi kaçtı.

İhtiyacımız olmadığı halde daha çok satın alıp harcıyoruz, ama daha az lezzet alıyoruz.

Belgelerimizin sayısı arttı, ama bilgimiz azaldı.

Bilgimiz arttı, ancak sağduyu ve bilincimiz azaldı.

Kullandığımız makineler arttı, ama vaktimiz azaldı.

Daha çok ilaca sahibiz, ama daha az sağlığımız var.

Sınırsız arzularımıza karşın, imkân ve araçlarımız sınırlı.

Çabuk öfkeleniyor, geç uyuyor, yorgun kalkıyor, kitap semtine uğramıyor ve nadir okuyoruz. 

Çok fazla TV seyredip, akıllı telefonlarla hemhal olurken, namazı es geçip çok az dua ediyoruz.

Mal mülkümüzü kat kat artırdık, ama insanlığımızı ve değerlerimizi yitirdik.

Çok konuşuyor, boş konuşuyor, sık yalan söylüyoruz, ama az seviyoruz.

Hayatımızı nasıl kazanacağımızı öğrendik, ancak nasıl yaşayacağımızı öğrenemedik.

Hayata yıllar ekledik, ama geçen yılların kıymetini bilmedik ve yıllara hayat katamadık.

Aya gidip geldik, gezegenlerde seyahate çıktık, ama komşumuza hoş geldin demeye gidemedik.

Uzayı fethettik, ülkeleri fethettik, ama kalpleri fethedemedik.

Büyük şeyler yaptık, ama iyi işler yapamadık.

Ülkeleri fethettik, ama kalpleri fethedemedik.

Havayı, körfezleri temizledik, ama ruhları kirlettik.

Atomu parçaladık, ancak önyargılarımızı parçalayamadık.

Daha fazla konuşuyor, ama daha az okuyor ve öğreniyoruz.

Geçmişe takılıp kalıyor, ama gelecek için uzun planlar yapıyoruz.

Hazır zamanı ihmal ettiğimiz için de daha az başarıyoruz.

Gelirimiz arttı, ama hırs ve tamahımız azalmadı.

Daha çok şeyimiz var, ama tatmin duygumuz az…

Kişisel gelişim uzmanlığımız var, ama dostumuz az, hayattan almıyoruz haz.

Daha çok çabalıyor, ama daha az başarıyoruz.

Akılcı düşünüyor, ama akıllı hareket etmiyoruz.

Dilimiz barış şarkılarını mırıldarken, içimiz savaş tamtamlarını çalmakta.

Vitrinleri doymak bilmez iştahımızla doldururken, duygularımız boşalmakta.

Bakımlı bir hayatımız var, ama durup bakmaya vaktimiz olmamakta…

     Yukarıda geçen “Şayet onlara, “Gökleri ve yeri yoktan var eden, Güneş’i ve Ay’ı emrine boyun eğdiren kimdir?” diye soracak olsan, hiç tereddüt etmeden, “Allah’tır!” diyecekler. Öyleyse, neden Allah’ın yanı sıra birtakım uydurma ilâhlara boyun eğerek haktan yüz çeviriyorlar?” ayeti de Allah’a ortak koşanların paradoksuna vurgu yapıyor. Hem gökleri, yeri yoktan var edenin, güneşe ve ayı emrine boyun eğdirenin Allah olduğunu söyleyeceksin, hem de taştan bronzdan, helvadan yaptığın uydurma ilahlara tapınacaksın? Bu durum tam bir paradokstur, çelişkidir.

        Hayatında Müslüman olduğunu söyleyeceksin, Allah’a inandığını beyan edeceksin, ama O’nun gönderdiği elçilere ve kitaplara inanmayacaksın, bu tam bir paradokstur. İnandığını söyleyeceksin, ama o inanılan değerleri eyleme dönüştürmeyip vicdanlara hapsedeceksin, bu durum paradokstur.

        Konuyu Trakyalı vatandaşa paradoksal bir bilmece soran arkadaşının fıkrasıyla noktalayalım:

İğnesi var sokamaz, kanadı var uçamaz, peteği var bal yapamaz…” Trakyalı yanıt vermiş: -“Abe sokayım öyle arıyı beyaa…

Şemsettin ÖZKAN

24.07.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-onedio.com

4-dogruhaber.com (Fesih Yasak, “Çağımızın Paradoksu” 15.04.2019 tarihli yazısı)

5-fıkradeposu.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.