GARİBİN HİKAYESİNİ DİNLEMEK İÇİN YİNE BİR GARİP KULAĞI GEREK

(Toplumsal İlişkiler 1033)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُونُوا خَيْراً مِنْهُمْ وَلَا نِسَٓاءٌ مِنْ نِسَٓاءٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُنَّ خَيْراً مِنْهُنَّۚ وَلَا تَلْمِزُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِؕ بِئْسَ الِاسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْاٖيمَانِۚ وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Ey iman edenler! Hiçbir kişi veya toplum, başka bir toplumu 
küçümseyip alaya almasın; her zaman şu ihtimali düşünsünler: 
Belki o beğenmedikleri insanlar, Allah katında kendilerinden daha üstündürler. Aynı şekilde, kadınlar da başka bir topluma mensup olan kadınlar hakkında dedikodu yapıp onlarla alay etmesinler; 
belki o küçümsedikleri kadınlar, kendilerinden daha üstündürler. 
Meşrû eleştiri sınırlarını aşıp birbirinizi kırıcı sözlerle ayıplamayın, birbirinizi küçük düşürücü lakaplarla çağırmayın! Mümin kardeşini aşağılayan, aslında kendi günahkârlığını ilan etmiş olur. Hâlbuki, imanla şeref ve üstünlük kazandıktan sonra ‘günahkâr’ ismi ile anılmak ne kötüdür! Artık her kim tövbe ederse, günahları bağışlanacaktır; kim de tövbe etmekten kaçınırsa, işte onlar zâlimlerin ta kendisidir!” (Hucurat/11)

Düşenin halinden düşenler, sevenin halinden sevenler anlarmış. Hz. Mevlana; “garibin hikayesini dinlemek için yine bir garip kulağı gerek” derken verdiği mesaj da aynıdır.

Bu yüzden anlamadan bilmeden öyle uluorta herkes, herşey hakkında orada burada konuşmayı zül sayıyorum. İnsan kendini bilmeli, haddini bilmelidir. Muhatabının halinden anlamalıdır.

Eğitimde bile bir metod vardır; “insanların seviyesine inmek” diye. Hz. Mevlana’nın “anlatacaklarım anlayabileceğiniz kadar” demesi üzerinde durulmaya değerdir.

Peygamberimiz (s.a.v), konuşurken muhatabın anlayış ve kavrayış seviyesine göre konuşurdu. Bir hadisinde, (enzilü-n nâse  menâzilehüm) “Halkın seviyesine ininiz.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 20) buyurarak, bunu dile getirmiştir. İnsanların anlayabilecekleri bir üslup kullanırdı.

Hz. Mevlana öyle diyor; “harfler yetişmedi anlaşılmama bari halden anla!” Yani bize satırdan okuyan söz adamı değil sadırdan (gönülden, halden) anlayan gönül erleri gerek diyor Hz. Pir. Hz. Mevlana “hâl ile öğüt veren kâl (söz) ile öğüt verenden hayırlıdır” derken bize hoca eğitimcilerin nasıl olması gerektiği konusunda ipuçları verir. Örnek model olma konusunda yine Hz. Pir der ki; “ halinle söz söyler hale gel!” Yani hoca olmak, eğitimci olmak öyle her babayiğidin harcı değil. Hele hele açın halinden tokların anlaması hiç de mümkün değil.

Şemsettin ÖZKAN

25.04.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.