(Toplumsal İlişkiler 1809)
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لٖي صَرْحاً لَعَلّٖٓي اَبْلُغُ الْاَسْبَابَ
اَسْبَابَ السَّمٰوَاتِ فَاَطَّلِعَ اِلٰٓى اِلٰهِ مُوسٰى وَاِنّٖي لَاَظُنُّهُ كَاذِباً وَكَذٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُٓوءُ عَمَلِهٖ وَصُدَّ عَنِ السَّبٖيلِؕ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ اِلَّا فٖي تَبَابٍ
“Firavun: “Ey Haman! Bana bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa’nın Tanrısını görürüm. Doğrusu ben, onu yalancı sanıyorum” dedi. Firavun’a, kötü işi böylece güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkondu. Firavun’un hilesi elbette boşa gidecekti.” (Mü’min/36-37)
Şu tespiti, geliniz hep birlikte yapalım; “deprem olunca kirayı, virüs olunca gıdayı, Ramazan olunca da pazarın fiyatını yükselten bir toplum, ne İslamidir ne de insani…” bunun adı düpedüz ahlaksızlık, sahtekarlık değil de nedir?
Her Ramazan yaklaştığında, bir önceki aydan itibaren, önce et fiyatlarını yükseltmeye başlıyorlar. Onca tedbir alınıp, Ramazan ayında zam yapılmayacak denmesine rağmen göstere göstere zam yapıyorlar. Hem de fahiş miktarda. Açıklanan enflasyonun üzerinde. Elin gavuru yapmaz yahu, sizin yaptığınızı. Pazara gidersin hakeza, Ramazan öncesi fiyatlar ikiye üçe katlanmış. Yahu sizin hiç mi insafınız, dininiz yok. Hadi onları da geçtik, insanlığınız yok.
Deprem olur bu sefer ev sahipleri, yine aynı şekilde kiraları uçurur. Corana virüs salgını olur, gıda fiyatları yine alır başını gider. Şimdi bu soygun düzenini kuranların neresinde Müslümanlık, neresinde insanlık söyler misiniz?
Sahtekarlık, hile ve düzen kurmak, kötü niyetli insanların doğasında var bir kere. Kurnazlıkla bir şeyleri altüst edeceklerini ve bundan da bir çıkar elde edeceklerini kafalarına koymuşlar. Bu ihtikar (mal stoklama) dahil, fiyatlarla böyle aşırı oynamayı, insanları soyup soğana çevirmeyi mübah görüyorlar. Sistemin adı da nasıl olsa serbest ekonomi. Oh ne ala Mualla, etiketlerle oyna dur Murtaza.
İyiye iyi, kötüye kötü demek bunların kitabında yazmaz. İyi ve kötüyü uzlaştırma gibi bir yanlışları da var üstelik. Ehveni şer (kötünün iyisi) gibi garip bir metotları var. Hırslarından kendilerini bile yiyebilirler. Her şeyleri yalan dolan, hile hurda.
Charles Bukowski; “nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum. O yüzden anlaşamıyoruz” derken, meselenin psikolojik temellerine ağır göndermeler yapar. Bu konuda dürüst olunması gerektiğine getirir sözü ve insanın net olmasını söyler. Yani herşey bir yanıyla güzeldir, ama samimiyet büsbütün güzel. Bukowski’nin tam olarak istediği de insanların içten, candan ve samimi olmalarıdır. Ama fırsatçılardan, samimi olmak gibi bir karakter ortaya koymalarını beklemek, abesle iştigaldir.
Şemsettin ÖZKAN
09.06.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com