(Toplumsal İlişkiler 777)
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَؕ يُقَاتِلُونَ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْداً عَلَيْهِ حَقاًّ فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْجٖيلِ وَالْقُرْاٰنِؕ وَمَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِهٖ مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذٖي بَايَعْتُمْ بِهٖؕ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
“Gerçek şu ki, Allah müminlerden canlarını ve mallarını karşılığında onlara cenneti vermek üzere satın almıştır. Şöyle ki; onlar, yeryüzünde zulmü, haksızlığı engellemek ve Kur’an’ın ortaya koyduğu hayat sistemini egemen kılmak için Allah yolunda kahramanca savaşırlar; er meydanlarında zalimlerin ordularını bozguna uğratır, askerlerini öldürürler ve gerekirse, bu uğurda seve seve can verirler. Bu, Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yerine getirmeyi bizzat üstlendiği ve gerçekliğinde şüphe olmayan bir vaattir.Öyle ya, verdiği sözü Allah’tan daha iyi kim tutabilir? O hâlde, yaptığınız bu sözleşmeden dolayı sevinin ey müminler! Çünkü budur; en büyük başarı, en büyük kurtuluş!” (Tevbe/111)
Hz. Mevlana; “aşkın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor” derken, aşkın kâl (söz) ehlinin değil, hâl (hali tavrı güzel olan gönül) ehlinin işi olduğunu anlatır enikonu bize. Bu yüzden olsa gerek dikkatlerimizi gece gündüz gülün aşkıyla şakıyan bülbüle değil de, mumun, ateşin etrafında döne döne sessizce kendini yakan pervaneye, bir başka ifadeyle kelebeğe çeker. Hemen her mutasavvıfın divanında bir simge olan şem (mum) ve pervane (kelebek) hikâyesi gizemli bütünleşmeninbelki de en güzel örneğidir desek yanılmamış oluruz.
PERVANENİN MUMA YANİ (ATEŞE) OLAN AŞKI OLMUŞ. PERVANE AŞK HASRETİ VE VUSLAT ŞEVKİ İLE ETRAFINDA DÖNERKEN, DÖNDÜKÇE ÇOŞKUSU ARTMIŞ, ATEŞE BİRAZ DAHA, BİRAZ DAHA.. YAKINLAŞMAK ARZUSU DUYMUŞ. DÖNDÜKÇE AŞK ÇEKİMİNDEN ÇEMBER DARALMIŞ. ÇEMBER DARALINCA MUMA (SEVGİLİYE) DOKUNMAK ARZUSU DUYMUŞ, BİR KANADININ UCUNU HAFİFÇE ATEŞE DEĞDİRMİŞ. YANAN KANAT UCUNUN ACISINDAN GARİP BİR LEZZET ALMIŞ, TEKRAR DÖNMEYE BAŞLAMIŞ O LEZZETİ TEKRAR TATMAK İSTEMİŞ. BU SEFER DAHA FAZLA DEĞDİRMİŞ. DAHA FAZLA ACI, DAHA FAZLA LEZZET ALMIŞ.. BİRAZ DAHA, BİRAZ DAHA DERKEN ATEŞİ KUCAKLAMA ARZUSUNA KAPILMIŞ, KENDİSİNİ ATEŞE ATMIŞ. ATEŞLE BÜTÜNLEŞEN BEDENİ, KAVRULARAK YERE, MİNİCİK DÜŞMÜŞ. BU YANIŞTAN MUMUN HABERİ BİLE OLMAMIŞ. BİNLERCE PERVANE MUMUN ATEŞİNDEN AŞK İLE YANIP ZEVK ALMIŞLAR, ZEVK ALDIKÇA YAKINLAŞMIŞ VE YAKINLAŞTIKÇA YANARAK YERLERE KÜÇÜÇÜK KÜÇÜCÜK DÜŞMÜŞLER..
ZEVK VEREN BİR YANIŞ, YENİDEN DOĞUŞ OLMUŞ…NE VARKİ “ŞEM İLE PERVANE”NİN AŞK ÖYKÜSÜ HER GÖNLE AYRI AYRI YANSIMIŞ. PERVANEDEKİ YANIŞ, AŞK KÜNHÜNE VARMANIN İÇ DERİNLİĞİNDE SAKLIDIR. HER RUH AYNASI FARKLI FARKLI YANSIR. BAZEN DERİNLEŞİR, BAZEN YÜZELLEŞİR, BAZEN UZAR, BAZEN KISALIR. BAZEN LİRİK DOKUNUŞLARLA PERVANENİN PERİŞANLIĞINDAN YÜKSELEREK, ASİL AŞKIN GÜCÜYLE DONARAK EN GÜZELE KANATLANIR. ŞEM YAKAR, YANAR PERVANE. VE.. SAHİP OLDUĞU TEK SERMAYESİ OLAN KÜÇÜCÜK VARLIĞINI SEVGİLİYE ADAR.
AŞK SEVİLENDE AYRI, SEVENDE İSE APAYRI ULVİLEŞİR. AŞKTA MENFAAT YOK, CAN BAHASI VARDIR, CAN VERME VARDIR. “FİHİ MAFİH’TE”, AKIL PERVANEYE SEVGİLİ DE MUMA BENZETİLİR. “AKIL ANLAMIŞ VE ANLAYIŞ KABİLİYETİNİ HAİZ OLMAMASINA RAĞMEN, HER ZAMAN GECE GÜNDÜZ YÜCE ALLAH’I ANLAYIŞ VE KAVRAYIŞTA DÜŞÜNMEKTEN, ÇALIŞIP ÇABALAMAKTAN MUZDARİP OLAN VE KARARSIZ BULUNAN ŞEYDİR.
AKIL PERVANE SEVGİLİDE MUM GİBİDİR. HER NE KADAR PERVANE KENDİNİ MUMA ÇARPTIKÇA, YANAR VE YOK OLURSA DA, ASIL PERVANE ZARAR GÖRDÜKÇE, YANDIKÇA VE ELEME UĞRADIKÇA, MUMUN IŞIĞINDAN AYRILMAYANDIR.
MEVLANA, ŞEMS’İ MUMA BENZETİR. TEBRİZLİ ŞEMS MUMA BENZER. FAKAT BÜTÜN MUMLAR ONUN PERVANESİ OLMUŞLARDIR. ÇÜNKÜ ONUN GÖNLÜNÜN İÇİNDE BAMBAŞKA BİR ALEM VARDIR.
MUMUN AŞKI İSE PERVANENİNKİNDEN FARKLIDIR. MUM BAŞINDA BİR ATEŞLE YANAR. MUM İÇİNDE İPİN ATEŞİNİ SÖNDÜRMEK İÇİN SUYA İHTİYAÇ DUYAR. O SU GÖZYAŞIDIR. MUM DAMLA DAMLA GÖZYAŞI AKITIR AMA ATEŞİ SÖNDÜREMEZ. TA Kİ TÜKENENE KADAR. KENDİ AKITTIĞI GÖZYAŞLARI İÇİNDE ERİR VE GÖZYAŞLARI İÇİNDE BOĞULUR TÜKENİR. İÇİNDEKİ İPİ DE YANAR BİTER VE GÖZYAŞLARINA BOĞULUR.
PERVANE OLMAK BELKİ DAHA KOLAY. ONUN AŞKINI HERKES ANLAR AMA MUMUN AŞKINI PEK ANLAYAN OLMAZ. SEVİLENLERİN AŞIKLARA GÖNÜL VERİŞLERİ GİZLİDİR. HANİ LEYLA DER YA “MECNUN OLMAK KOLAY” DİYE LEYLA’NIN AŞKI GİZLİDİR. MECNUNUN Kİ İSE DAVULLA ZURNAYLADIR, AŞİKARDIR.
MEVLANA,”PERVANE GİBİ ATEŞE KOŞUNUZ” DER.CANI İLE OYNAYAN PERVANE GİBİ, MUMA DOĞRU KOŞUNUZ! NE DİYE VEFASIZ ARKADAŞA KENDİNİZİ VERMİŞ, NE DİYE ONA BAĞLANMIŞSINIZ? PERVANENİN MUMUN ALEVİNE KENDİNİ ATTIĞI GİBİ SİZDE AŞK ATEŞİNE KENDİNİZİ ATINIZ, YANINIZ, YAKILINIZ DA, GÖNLÜNÜZÜ, RUHUNUZU AYDINLATINIZ! HAYRETİNİZDEN SENELERİN ESKİTTİĞİ, HIRPALADIĞI BU KÖHNE BEDENİNİ ATINIZ DA, TAZE BİR TANE, YENİ BİR BEDENE BÜRÜNÜNÜZ.
HZ. MEVLANA BEYTİNDE DER Kİ: BÜTÜN HASTALAR İYİLEŞMEYİ ÜMİT EDERLER, UMARLAR O ÜMİTLE YAŞARLAR AŞK HASTASI İSE, BENİM HASTALIĞIMI ARTTIRIN BENİ DAHA ÇOK HASTA EDİN DİYE FERYAT EDER.(HAK AŞIĞI BU ZEHİRDEN DAHA TATLI DAHA HOŞ BİR ŞERBET GÖRMEDİM DER, BU HASTALIKTAN DAHA HOŞ BİR SAĞLIK OLAMAZ DİYE DÜŞÜNÜR.)ALLAH GÖNÜL AŞKIMIZI ARTTIRSIN İNŞAALLAH. AŞK İLE HUUU…
Şemsettin ÖZKAN
11.08.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-konyamevlevi.com