AMACINIZ ZARAR VERMEKSE GÜCE İHTİYACINIZ VARDIR DİĞER HER ŞEY İÇİN SADECE SEVGİ YETERLİDİR

(Toplumsal İlişkiler 808)

مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِؕ وَالَّذٖينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ تَرٰيهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَاناًؗ سٖيمَاهُمْ فٖي وُجُوهِهِمْ مِنْ اَثَرِ السُّجُودِؕ ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرٰيةِۚۛ وَمَثَلُهُمْ فِي الْاِنْجٖيلِࣞۛ كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْـَٔهُ فَاٰزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوٰى عَلٰى سُوقِهٖ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغٖيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَؕ وَعَدَ اللّٰهُ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْراً عَظٖيماً
Muhammed, Allah’ın ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlüdür. Onunla beraber bulunanlar, müslümanlar, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı güçlü, kararlı ve tavizsiz, başları dik, aralarında engin merhamet sahibidirler. Onları, Hakka ve tevhide yönelenler, cemaatle namaz kılanlar, saygıyla Allah’ın emirlerine itaat ederek İslâmî faaliyetlere, kamu hizmetlerine katılanlar, secde edenler olarak görürsün. Allah’ın lütfunu ve O’nun rızasını, rızasına ulaşma mertebesini isterler. Yüzlerindeki secde izlerinden tanınırlar. Bu onların, yazılı ve şifahî bilgileri, sünneti içeren Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar, filizini yarıp çıkarmış, gittikçe kuvvetlenerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş çiftçilerin hoşuna giden ekine benzer. Allah böylece, onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah mü’minlerden, imanda kemale erip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük bir mükâfat va’detmiştir.” (Fetih/29)

Bir hedefe insan kilitlenirken amacının ne olduğunu bilmeniz yeterlidir. Eğer amaç karşıdakine zarar vermekse orantısız güç kullanmak tek başına kafidir.

Yok karşıdakine yarar sağlamaksa maksadınız onu sevmek tek başına yeterli olacaktır. Bakınız dünyanın gelmiş geçmiş en iyi komedi ustalarından Carlie Chaplin bu konuda ne diyor: “Amacınız zarar vermekse güce ihtiyacınız vardır. Diğer her şey için sadece sevgi yeterlidir.” Gücü iyilikte kullanmak gerek. Yoksa gücü emperyalist istek ve arzuların kölesini yaparsanız çok ama çok zararlar verirsiniz. Dünyada adil olmayan ekonomik, siyasi, ictimai, kültürel bir çok krizleri incelerseniz olayların perde arkasında bu orantısız güç kullanmanın yattığını göreceksiniz.

İnsanlık tarihi boyunca tevhid inancını benimseyenlerin seçtikleri yol yukarıda geçen ayete göre ‘insanlığa faydalı nasıl olabilirim?’ düşüncesi olmuştur. Yani sevgiyi önceyen tarz onlara rota çizmiştir. Güçlü oldukları dönemde metodları asla işgal olmamış, tam tersine gittikleri her yeri imar eden, Hakk’ı üstün tutan güçlü adalet mekanizmaları kuran fetihler, bir başka ifadeyle fütüvvetler olmuştur. Çünkü tevhid inancı kula kulluk etme sistemini reddeder. İnananlarına sadece ve sadece Allah’a kul olmayı salık verir. Bu yüzden güce dayalı bir sisteme rastlayamazsınız. İnceleyin ilahi kuralları hiçbir zaman güçlünün yanında değil, mazlumun yanındadır. Örneğin zekatı farz yani %100 yapılması gerekenler içinde zikretmiştir. Dinlerin olmazsa olmazları içinde ele almıştır. Niye fakirlere karşı ekonomik güç oluşmasın diye. Faizi haram kılmış niye? Mal, para, altın hep zenginler arasında dönüp duran bir meta olmasın diye. Bu durum bizden öncekilerin dininde de vardı ne yazık ki dinlerin beş temelini maalesef onlar ortadan kaldırdı. Halbuki Allah’ın dini ilk insandan beri vardı. Tevhid inancını bozmaya kalksalar da yüce Yaradan onlardan sonra gelen bir başka Peygamberle orantısız güç uygulamaya kalkacak şer odaklarının karşısına yeni bir elçi ile yeniden dikilecekti. Çünkü tevhid ilk elçiden son elçiye değin inkıtasız süren bir süreçti.

Şemsettin ÖZKAN

11.09.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.