YARIN YAPARIM DEME BUGÜN DE DÜNÜN YARINIYDI NE YAPABİLDİN?

(Toplumsal İlişkiler 219)


وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَداًۙ
اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۘ وَاذْكُرْ رَبَّكَ اِذَا نَس۪يتَ وَقُلْ عَسٰٓى اَنْ يَهْدِيَنِ رَبّ۪ي لِاَقْرَبَ مِنْ هٰذَا رَشَداً
Hiçbir şey hakkında, Allah’ın yardımını hesaba katmadan, sanki her istediğini yapmaya gücün yetermiş gibi “Ben bu işi yarın mutlaka yapacağım!” deme;”
“Sözlerine, “Ancak Allah izin verirse!” kaydını mutlaka ekle. Çünkü Allah dilemedikçe sen hiçbir şey yapamazsın. Onun için, geleceğe yönelik plânlar, projeler üretirken, Allah’ın rızasını, olaylara yön veren irâdesini hesaba katmayı, O’nun yardımı olmadan bir adım bile atamayacağını hiçbir zaman unutma! Böylece, mücâdelende kendini yalnız ve kimsesiz hissetmezsin; başarı kazandığında gurur ve şımarıklığa kapılmaz, başarısız olduğun zaman ümitsizliğe, yılgınlığa düşmezsin.

Eğer “
İnşallah” demeyi unutursan, derhal Rabb’ini an ve hatânı telâfî et. Hiçbir zaman ümidini yitirme ve doğrulukta, iyilikte kendini asla yeterli görme. Hangi durumda olursan ol, “Umarım ki Rabb’im, beni bundan daha doğru bir yola iletecektir!” de.” (Kehf/23-24)

İnsanın doğasında ne hikmetse hep yarın, yarın, diye tutturduğu bir kavram var. İşte şunu yarın yapacağım, bunu yarın yapacağım diye.

Rahmetli Cemil Meriç; “ ‘dün’ tecrübedir öğren, ‘yarın’ tahmindir planla, ‘bugün’ fırsattır kullan,” derdi. Tahmin olan şeyi fırsatmış gibi kullanmaya kalkanlar maalesef çoğu zaman gerçekleştiremediklerinden hayıflanır dururlar. Çok yazık!

Halbuki yukarıda geçen ayetler de bizi geleceğe dair meselelerde dikkatli olmaya çağırıyor. Ben şu işi yapacağım diye insanın kendini şartlandırma yapmamasını öneriyor. “Allah dilerse” (inşallah) ibaresini mutlaka söylememizi bizden istiyor. Niye? Çünkü yapacağımız o işte güçlü bir irade ortaya koyarak geçmişten edindiğimiz tecrübelerle, bugün ne yapabiliriz, konusunda fırsatlara yoğunlaşmamız gerektiğiniMeseleler hatırlatıyor. Sonra da geleceğe dair planlamamızı yapıp, “Allah’ım sen dilersen, inşallah, şu işim artık olsun,” diye yarına umutla bakmamızı bize salık veriyor.

Hz. Mevlana da; “yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı. Ne yapabildin?” diye haklı bir soru soruyor. Şimdiki zamanın önemine bir kez daha eğilmemizi öneriyor. Evet yarın olmaz hemen şimdi. Meseleri, problemleri çözmede bugün bir irade ortaya koyarak, gayret ederek, çaba göstererek, yapıcı bir tutum ve davranış içine girmemiz gerektiğine, damardan vurgu yapıyor.

Mustafa Necati Bursalı’nın çok güzel bir tesbiti var:

Ne gafletçe bir söz bu “yarın, yarın, hep yarın,”

Yarın ne yapacaksın kazılırsa mezarın.

Yarına daha çoook var. Gün bugün değil midir? Sonra aydınlık bir yarına ulaşabilmek için karanlık bir gecenin içinden geçmemiz gerektiğini ne çabuk unutuyoruz? Sıkı durun. Can alıcı soru şimdi geliyor: “ya yarın hiç olmazsa?”

William Churchille, “dün ile bugün arasında bir kavga çıkarırsak yarını kaybederiz,” derken aklıma İngilizlerin tarihle bağlarımızı nasıl kopardıkları aklıma geliyor. Sürekli geçmiş dün ile bugün arasında, kalın duvarlar örerek, insanların birbirine kırdırılması ve düşman edilmesi yolunu seçmişlerdir.

Yarınlarının iyi olmasını bekliyor duruyor insanlar eski posta treni bekler gibi. Hep yarınları beklemekle mi geçecek şu ömrümüz? İyi güzel de azizim yarınların güzel olması için tez elden önce bugünlerin iyi olması gerekmiyor mu?

Üstat Necip Fazıl,gençliğin aşırı yarıncı tutumunu yerden yere vurur:

Dün geçti bugünü düşünüyorum yarın var mı?

Gençliğine güvenme ölenler hep ihtiyar mı?

Şemsettin ÖZKAN

08.01.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.