(Toplumsal İlişkiler 627)
وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوا هُمُ الظَّالِمٖينَ
“Biz onlara hak ettikleri cezayı vermekle zulmetmiş değiliz fakat asıl onlardır, kendi kendilerine zulmedenler.” (Zuhruf/76)
İşin en ilginç yanı nedir biliyor musunuz değerli dostlar? Bir meseleyi, problemi çözmek için gelenler bir de bakmışsınız ki sorunun ta kendisi oluvermişlerdir de farkında değillerdir.
Hz. Mevlana der ki; “sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.” Hele hele sorun çözme makamında olanların problemi dillendirmelerine ne demeli? İnsanlar onlardan meseleleri çözmelerini bekliyor ama onlar bize sorun üretiyorlar. Dert anlatıyorlar. Kendilerinin yeni sorunları başımıza sardıklarının bile farkında değiller. Habire dert anlatıyorlar. Ama yaramıza derman olmuyorlar.
İnsan şu dünyayı karadan, denizden, havadan sürekli bozuyor. İklimler değişiyor, küresel ısınma denilen bir sorunla yüzyüze. Suçlu arıyor kim diye. Elbette kendisi. Doğayı katledenin ve ona en büyük zarar verenin yine kendisi olduğu konusunu bile çözüme kavuşturmuş değil. Sınırsızca ve hoyratça müsrif bir anlayışla çevresini tahrif ediyor.
Kim zalim şimdi? Nükleer silahları, atom bombalarını uzaydan birileri gelipte mi attılar yeryüzüne? Vahşiliğin daniskasını kim yapıyor? Vahşi hayvanlar mı? Bitkiler mi?
Bakara suresi’nin 11.ayetine dikkatlerinizi çekmek istiyorum: “Onlara “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın,
bireysel ve toplumsal hayatınızı menfaat ve kazanç ölçülerine göre değil, Kur’an’ın belirlediği adâlet, doğruluk ve erdemlilik esaslarına göre düzenleyin!”denildiği zaman, ellerindeki değer ölçüleri, kriterler bozuk olduğundan “Hayır, biz ancak düzeltici, ıslah edici kimseleriz, iyilikten ve güzellikten başka bir amacımız yoktur!” derler.”
Dikkat ediniz biz bozmuyoruz, düzeltiyoruz diyorlar. Halbuki bozuyorlar. Sorun üretiyorlar. Huzur bozuyorlar. Allah’ın dinini değiştirmeye yelteniyorlar. Problemin kendilerinden kaynaklandığına yanaşmıyorlar.
Bir sonraki ayette de yeryüzünde fesat, kargaşa, kaos, terör çıkaranların kendileri olduğu halde bunun şuurunda dahi olmadıkları çarpıcı bir dille vurgulanmaktadır: “İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir fakat bunun
farkında değiller. Çünkü ilâhî vahyin yol göstericiliğinden yüz çeviren bir toplumda, iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, faydalı-zararlı gibi ölçülerin, insânî ve ahlâkî değer yargılarının yozlaşması kaçınılmazdır.”
Şemsettin ÖZKAN
09.03.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com