SİZİ SEVMEDİĞİMİ DÜŞÜNÜYORSANIZ MUHTEMELEN SEVMİYORUMDUR SEVDİKLERİMİ ŞÜPHEYE DÜŞÜRMEM

(Toplumsal İlişkiler 554)


اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِهٖ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا وَجَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِؕ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الصَّادِقُونَ
“(Hakiki) Mü’minler ancak o kimselerdir ki: Allah’a (Kur’an’ın hükümlerine) ve Resulüne (Hz. Peygamberin öğretilerine tamamen ve samimiyetle) iman getirirler; sonra hiçbir kuşkuya (ve korkuya) kapılmadan (ve asla Hakk’tan caymadan) mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler. İşte bunlar, (iman davasında) sadık olanların ta kendileridir.” (Hucurat/15)

Aşkların mesafeler yüzünden mi bittiğini sanıyorsunuz yanılıyorsunuz. Aşklar şüphelerden biter. Samimiyetsizlikten biter. Yüzde yüz güven bunalımından biter. Çıkarcılıktan bir başka ifadeyle menfaatçilikten biter. Aşk septisizmi (şüpheciliği) asla içinde barındırmaz. Yüzde yüz imanı gerektirir.

Bukowski der ki; “ sizi sevmediğimi düşünüyorsanız muhtemelen sevmiyorumdur. Sevdiklerimi şüpheye düşürmem.” Yalan yok, hile yok, hurda yok, yalın bir ifade çok net konuşuyor. Kardeşim içinde hasetlik fesatlık varsa bu sana yansıyacaktır. Yahu kimse sana karşı falan değil, herkes kendinden yana o kadar. Niye faraziyelerle (varsayımlarla) kafanı ütülüyorsun ki?

Aslında Bukowski’nin bu sözü bir taraftan samimiyet açısından insanda tam bir güven (iman) barındırırken, bir taraftan da şüpheci bir yaklaşımı içinde barındırır. Zira O bir sözünde; “dünyada akıllı insanlar şüpheyle doluyken, aptalların da tam bir özgüven içinde olduklarını” söyler. Hz. Mevlana’nın ”ne kadar konuşursan konuş, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.” sözü septisizmin temel ilkelerinden birini oluşturur. Bu nedenle septik filozoflar ”algı” ve ”anlam” gibi kavramlar üzerine birçok kitap yazmıştır. Herakleitos felsefesinde geniş yer tutan ”görelilik” de kuşkuculuk akımın dayanak noktalarından biridir. Sadece ruhani değil maddi gerçekler bile kişiden kişiye, zamandan zaman farklılık gösterir. Bu nedenle her şey izafidir ve yoruma açıktır.

Sıklıkla bu felsefeyi açıklamak için ”rüzgar” örneğine başvurulur. Üşüyen ya da hasta biri için rüzgar soğuk ve zararlıdır. Ama terlemiş ve sağlıklı biri için aynı rüzgar farklı şekilde duyumsanır. Bu nedenle mutlak doğru ve gerçek olamaz. Sadece kişiden kişiye değil, belirli bir zaman aralığında bir insanın bir konu ya da olgu karşısındaki tutumu da değişebilir. Yine Herakleitos’un ”aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” sözü de septisizm felsefesini özetler niteliktedir. Maddi düzlemde hiçbir şey durağan değildir. Her şey aktığı için tek bir gerçeklikten ya da temel ahlaki doktrinlerinden bahsedilemez.

Neyse esas mevzuyu getirip yıkacağım yer aşk şüpheyi asla kabul etmez. Aşk bir kere Hz. Mevlana’nın tabiriyle “abdest gibidir, şüpheye düşersen bozulur.” Bir kere aşkla şüphe ya da sevgiyle kuşku birarada barınamazlar. İman da öyle. Kuşku duymayı asla kabul etmez. Kayıtsız şartsız teslimiyeti içerir.

Eğer bir gün Allah göstermesin, dostundan ya da sevdiğin birinden şüphe edersen, o artık senin ne dostundur, ne de sevdiğindir.

Şemsettin ÖZKAN

23.12.2021 KONYAALTI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-hurriyet.com.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.