SENİN AŞKINA KURBAN OLDUĞUM GÜN, BENİM BAYRAMIMDIR…

(Toplumsal İlişkiler 82)


لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ كَذٰلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْۜ وَبَشِّرِ الْمُحْسِن۪ينَ 
“Bu kestiğiniz hayvanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır fakat asıl O’na ulaşan, sizin iyi bir kul olabilmek için gösterdiğiniz samimi gayretleriniz, yani takvanızdır. İşte böylece Allah, bu hayvanları size boyun eğdirdi ki, sizi doğru yola ilettiği için Rabbinizi saygıyla anıp yüceltesiniz, özellikle kurban günlerinde tekbirler getirerek, O’nun sınırsız kudret ve yüceliğini hem kendinize, hem de tüm insanlığa ilân edesiniz. O hâlde, iyilik edenleri müjdele!” (Hac/37)

Bugün bayram. Rabbimize yakınlaşmanın bir ifadesi olan kurban, O’na bir kez daha tüm içtenliğimizle hayran olmak demek olan neşe ve mutluluk günleri… Daha bu yıllara gelmeden şöyle bir hatırlayalım, kurban bayramı yaklaşırken neler yapardık? (Bu yılla Covid19 virüsü sebebiyle yaşadığımız şu zaman dilimi hariç)

       Eski yıllarda bu heyecanların içinde bir de kurban edilecek hayvanın evlerin bahçelerine getirilip beslenmesi vardı. Kurbanlıklar çoluk çocuk, büyük herkes tarafından beslenir, özenle bakılır, kına yakılarak süslenirdi. Yeni nesil için duydukları hatıralar olarak kalan bu adetler hayvanın kutsal bir amaç için kesilmesinden kaynaklanmaktadır. Zira o seçilmiş bir hayvandır ve Allah için kurban edilecektir.   

       Kurbanı bakım ve besleme sırasında aile bireyleri ile kurban arasında bir bağ kurulurdu. Kurbanın manevi anlamına ulaşabilmek için bu bağ gereklidir. Çünkü kurbanda insanın kendisinden bir şeyi feda etmiş olma hissini(Hz. İbrahim’in hissettikleri) yaşaması önemlidir. Allah rızası için içinden bir şeylerin koptuğunu hissederek teslimiyetle kurbanını kesmelidir. Kurbanın hizmet ettiği asıl mana insanın içindeki bu duyguyu cevheri çıkarmaktır. Korku, acıma, ayrılma, hüzün duyguları arasından sıyrılıp Allah’a teslimiyet duygusuna yükselmek hedeflenir. Zaten kelime olarak da kurban yaklaşmak, yakınlaşmak anlamlarına gelmektedir.

       Bu şekliyle yetişkinler için kurban kesme ibadeti ve bayram alışılmış bir telaşken, çocukların kurbandan, bayramdan ne anladıkları konuşulması gereken başlıklar arasındadır.

       Bayram denildiğinde çocuk için önce, neşenin, sevincin bol olduğu ve paylaşıldığı akla gelir. Yeni yeni kıyafetler giyen çocuk büyüklerinden ilgi ve sevgi görür, bayram harçlıkları ile kendi parasına sahip olmanın özgürlüğünü yaşar. Gönlüne göre harcar. Bayramda harçlıklar gibi bayrama özgü diğer değerler de yetişkinlerce çocuklara aktarılmalıdır. Örneğin; sabah erken kalkmak, bayram namazına gitmek, bayram yemeği yemek, tanıdık, komşu, akraba ve arkadaşlarla bayramlaşmak, büyükleri, eşi, dostu ziyarete gitmek, küslükler varsa barışıp helalleşmek hem model olarak hem de çocuk teşvik edilerek paylaşılmalıdır. (Burada bir parantez açalım ama bu yıl salgın hastalık corana virüs dolayısıyla tüm bunlardan feragat etmemiz daha doğru olacaktır.)

     Böylelikle çocuğun bayramla ilgili bilinci geliştirilirken bir diğer soru kurbanla nasıl muhatap olacağı bu konunun nasıl anlatılacağıdır.

     Burada dikkat edilecek nokta çocuğun hangi gelişim döneminde olduğudur. Çocuk okul öncesi dönem dediğimiz yani 7 yaşına kadar olan dönemde ise henüz soyut düşünme yeteneği gelişmemiştir. Bu nedenle kurbanın kesilmesini ve ölümü kavraması zorlaşacaktır. Hatta sevdiklerine, kendine zarar gelmesi korkusu, uyku düzensizliği gibi bazı psikolojik sorunlar bile yaşanabilmektedir. Ayrıca eğer kurbanlıkla çok vakit geçirmiş onu sevmiş ve bağlılık geliştirmişse kayıp duygusuyla bir hüzün ve acı hissedebilir. İnatlaşarak kurban etinden yemek istemeyebilir, zorlanmamalıdır. Böyle bir durumda kurbanın paylaşım yönü ve etin sağlık için gerekli olduğu söylenebilir. Yine de açıklamalar çocuk için rahatlatıcı yeterli olmayacağından öncesinde dikkatli olunmalıdır. Bilhassa televizyondaki olur olmaz görüntülerden sakındırılmalıdır.

      8-9 yaşlarından sonra kurban edilmenin ne olduğu, nasıl olduğu Hz. İbrahim’in kıssası ile izah edilebilir. Ancak çocuğun durumuna göre kurban kesimine şahit olmaması tercih edilmelidir. Hayvancılığın yaygın olduğu bazı kırsal bölgelerde çocuklar buna alışkınken, eti sadece buzdolabında gören bir çocuk için kesim sarsıcı olabilir. Şayet kesime şahit olmuşsa ya da olma ihtimali varsa hayvanın acı çekmediği, canının yanmadığı ve mutlu olduğu vurgulanmalıdır.

      Ve özellikle de kurban bayramı, işin sosyal boyutu üzerinde durularak anlatılmalıdır. Etin pahalı fakat sağlık için gerekli bir yiyecek olduğu, her zaman et alma imkânı olmayan insanların bu fırsata bayram sayesinde kavuştukları açıklanmalıdır. Paylaşma ve yardımlaşma kültürüne, birlik ve beraberlik duygularına vurgu yapılmalıdır.

      Ortaokul çağında bir çocuk içinse bu vecibenin tüm boyutları ile bilinmesinde bir sakınca yoktur. Çocuk anne-babasının diğer ibadetlerini gördüğü gibi bu ibadetine de şahit olmalıdır ki, kendisi de bunu öğrensin ve hayatına katsın. Fakat hassas bir yapı söz konusu ise yaşı ne olursa olsun kesim anını görmemesi daha uygundur.

Genel olarak çocukla kurban bayramı konusunda konuşurken şu noktalara özen gösterilmelidir:

Hangi yaşta olursa olsun kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Okul öncesi dönemdeki çocukların gerçeklik duygusu oluşmadığından kesimi gördüklerinde bunu oyun olarak deneme ihtimalleri olabilir.

Çocuk üzülmüşse ‘erkekler ağlamaz’ ya da ‘boş ver’ diyerek duyguları geçiştirilmemelidir. Üzüntüsünü paylaşmasına fırsat vermeli ve dinlenilmelidir.

Kurban konusunda çocuğun yaşına göre açıklama yapılmalıdır. Şimdi uyuyor, kaza oldu, zaten ölecekti gibi ifadelerden kaçınılmalıdır. Bu ifadeler çocuğun uykuyu ölüm gibi değerlendirmesine, her an bir kaza olması konusunda korku yaşamasına sebep olur.

Çocukların yanında kurban kesimi ayrıntılı şekilde konuşulmamalıdır.

Bu bayramda pandemi (salgın) nedeniyle büyüklerimize özellikle 65 yaş üstüne virüs bulaştırmamak için mümkün mertebe toplu gezmeyelim, maske, mesafe ve hijyen kurallara dikkat edelim.

  Kurbanın bilincine erelim. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail peygamberlerin eriştiği takvaya erişmeye çalışalım. Teşrik tekbirleriyle Allah’a hayranlığımızı ifade edelim. Fakirleri görüp gözetelim. Tam bir toplumsal dayanışma sergileyelim.

    Ya Rab… Hz. Mevlana’nın dediği gibi; “Senin aşkına kurban olduğum gün, benim bayramımdır.” Kurbanın erdemine ermiş nice bayramlara erişmeniz dilek ve temennisiyle… Bayramınız mübarek olsun.
 

Şemsettin ÖZKAN

31.07.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-dunyabulteni.net (Psikolog Hayriye Güler, son güncelleme: 25.07.2019)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.