İYİ Kİ NAMAZ VAR YOKSA BU DERTLİ BAŞIMIZI NEREYE KOYARDIK

(Toplumsal İlişkiler 1387)

اُتْلُ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَؕ اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِؕ وَلَذِكْرُ اللّٰهِ اَكْبَرُؕ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
“Sana vahyedilen kitaptan bölüm bölüm oku,ilgili ayetlerini uygula. Namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kıl. Namaz, ilahi ilmin-hikmetin gereği, meşru olmayan şehevî fiilerden, gayri meşru ilişkilerden, zinadan, haddi aşmaktan, cimrilikten, ahlâksızlıktan ve şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeylerden, bunların savunuculuğunu sözcülüğünü yapmaktan insanı alıkoyar. Allah’ı zikir, namaz,  Allah’ın övünç kaynağı kelamını okumak, şeraitini uygulamak, Allah’ın dinini tebliğ elbette en önemli kulluk görevi, en büyük ibadettir. Allah’ın kullarına lütfuyla ilgisi ise en büyük mazhariyettir. Allah fuhuşa giden yollar icat ettiğinizi, kurallarıyla oynayarak şeriata aykırı suç ve günah işlemeye  devam ettiğinizi biliyor.” (Ankebut/45)

Bir duvar yazısında; “iyi ki namaz var yoksa bu dertli başımızı nereye koyardık?” yazması beni derin düşüncelere   garketti. Çünkü namaz, insanı günde beş kez kendisiyle buluşturan, hiçbir kaçışı bulunmayan bir ibadettir. Aynı zamanda insanın hem bu dünya hem de ahiret dünyasında geniş ufuklar açan, dertlerine çare üreten, psikolojisini düzelten bir ritüeldir. Hz. Peygamberin bir problem,sıkıntıyla karşılaşınca namaza durması, meseleyi, derdini Allah’a arzetmesi demek değil midir?

          Nurettin Yıldız; “sorunumuz ezanlı semtlerin namazsız nesilleri,” sözüne ilham olan o sözü bir zamanlar Türkiye’sini anlatan 23 Nisan 1922 tarihinde Tevhîd-i Efkâr Gazetesi`nde yayınlanan Yahya Kemal Beyatlı`nın “Ezansız Semtler” yazısına atfen o günün ezansız semtlerine bugünün ezanlı semtlerin namazsız nesilleriyle cevap vermiştir. Yahya Kemal Beyatlı’nın ezan okunmayan Türkiye’sinde ezana hasret yaşayan nesilleriyle Nurettin Yıldız Türkiye’sinin ezanlı semtlerin namazsız nesillerinin kesiştikleri tek nokta namazdan öyle ya da böyle uzak kalmaktır. Her ne kadar Yahya Kemal’in nesilleri namazdan uzaklaştırılmış da, Nurettin Yıldız’ın nesilleri kendiliğinden uzaklaştırılmış gözükse de, günümüz nesilerini de namazdan uzaklaştıran çok şey vardır. Ortak payda hep bir şekilde uzaklaşma, namaz bilincinin kaybedilmesidir. O nesil bu nesil herkesin düştüğü hatayı en çarpıcı şekilde şu ayet ortaya koymaktadır:  

“Derken onların ardından, yerlerine öyle bir nesil geldi ki, Allah ile aralarındaki en sağlam bağ olan namaz kılma duyarlılığını kaybettiler, bunun doğal sonucu olarak da, arzu ve heveslerinin peşine takıldılar ve bu büyük Peygamberlerin mirasını hoyratça tahrip ederek ahlâksızlığın en aşağı derecesine düştüler fakat  azgınlıklarının cezasını, yakında çekecekler!” (Meryem/59)

Şemsettin ÖZKAN

13.04.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.