İNSAN ÇARESİZ DEĞİL DUASIZDIR

(Toplumsal İlişkiler 716)

تَتَجَافٰى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاًؗ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ
“Gece vakti herkes derin uykusundayken, sıcacık yataklarını terk ederek korku ve ümit içinde Rab’lerine el açıp yalvaranlardır ve kendilerine verdiğimiz nîmetlerden bir kısmını Allah için yoksul-
lara harcayanlardır.” (Secde/16)

İnsanın kendini çaresiz hissetmesi olsa olsa duaya olan inancını yitirmesindendir. Dua dünyanın en güçlü enerjisidir. Ah bir bunun bilincine varabilsek.

Hz.Mevlana’nın; “insan çaresiz değil, duasızdır” demesi boşuna değildir. İnanmış bir insan asla umutsuz değildir. En zor durumlarda bile Rabbinin onu yalnız bırakmayacağını çok iyi bilir. Ümitsizlik onun kitabında yazmaz.

Dua; insanın tüm içtenliğiyle Rabb’ine yönelmesi, isteklerini ona iletmesi, ondan yardım dilemesi ve ona güvenmesidir. Dua insanın gizemli gücüdür. Bu gizemli güçle Yaradan’a inananlara, istediği mutlaka verilecektir.

Çağları aşan kitap “ benden isteyin cevap vereyim.” (Mü’min/60) “De ki, duanız (istemeniz) olmazsa Rabbim ne diye size değer versin?” (Furkan/77) mesajını verir bizlere. İnsanın yaratıcısıyla iletişim kurmasının en kestirme yolu duadır.

Dua için, eğer eyleme dökülürse, insan diğer yaratıklardan beyin ve düşünce yapısıyla fark yaratır desek doğru demiş oluruz. Kozmik bilinçle dünyaya bakarsak, insanın beyin dalgaları, dünyayı idare eden en üstün bilgisayar donanımlarına, kat be kat fark atar. Yaratıcı dua ile beyin gücünün uyumlu birlikteliğine, nice kapılar açar.

Tirmizî ve Hâkim’in ibni Ömer’den naklettiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

Sizden herhangi bir kimseye, dua kapısı açılırsa, ona rahmet kapıları açılmış olur. Allah’tan afiyet istemek kadar O’na sevimli gelen başka bir istek yoktur. Dua, vuku bulan bir şey için de, vuku bulmayan bir şey için de, faydalıdır. O halde duaya yapışın, ey Allah’ın kulları!” (Kenzu’l-Ummal, 2/64/h. No: 3130)

Başarıyı yakalayan birçok insanın ardında, güçlü bir enerji olan duaya, sık sık başvurduklarını görüyoruz. Ünlü keman sanatçısı Nicolo Paganini, başarısının sırrını soranlara şu cevabı verirdi:

Çalışmak, yanlızlık ve dua.”

Dua; ister Allah’a inanın, ister inanmayın üç temel psikolojik ihtiyacınızı karşılar:

Birincisi: Psikolojide asıl olan sorunu ortaya dökmektir. Derdini söylemezsen çözüm bulamazsın. Dua da bir nevi, dertleri yazıya dökmek gibidir. Allah’a yalvarırken bile, sözlü metinlerle ondan istersin.

İkincisi: Dua etmekle, yalnız olmadığımız ve derdimizin paylaşıldığı duygusunu en güçlü şekilde alırız. Dertlerin diz boyu olduğu şu fani hayatımızda, hep sıkıntıların paylaşılmasını isteriz. İçinden çıkamadığımız, başkalarına en yakınlarımıza dahi açılamadığımız kapalı tüm yollarda, dua sayesinde, Rabb’imize açıktır tüm yollar, kapılar…

Üçüncüsü: Dua faal bir yapma kuralını eyleme geçirir. Dua eylemin ilk basamağıdır, bizi tetikler. Bizler Allah’a hamdolsun duanın sihir, Hz. Musa’nın sihirbaz olmadığına inananlar zümresindeniz. Bizim dua etkinliğimiz harekete geçirir, aktiftir ve eylem yüklüdür. Sevgili Peygamberimiz mescitte namaz dışında oturan bir sahabeye, niçin oturduğunu sorunca, borçları yüzünden oturduğunu öğrenmiş ve ona şu duayı öğretmişti:

Allah’ım! Kederden ve hüzünden Sana sığınırım, acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım, borç altında ezilmekten ve insanların kahrından Sana sığınırım.”

 Sahabe; “Hz. Peygamberin öğrettiği duayı okudum; Allah da üzüntümü ve borçlarımı giderdi’’ demiştir. (Ebû Davud, Salat, 367)

Dikkat eder misiniz duanın içinde “acizlikten ve tembellikten sana sığınırım” ibaresi var. Dua eylem yüklü, harekete yöneliktir.

Şemsettin ÖZKAN

07.06.2022 DOĞANŞEHİR

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.