BİZ DÜNYAYI OLDUĞU GİBİ DEĞİL OLDUĞUMUZ GİBİ GÖRÜRÜZ

(Toplumsal İlişkiler 372)


اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓا اَوْ اٰذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَاۚ فَاِنَّهَا لَا تَعْمَى الْاَبْصَارُ وَلٰكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّت۪ي فِي الصُّدُورِ
Peki, günümüz inkârcıları yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, bu ibret verici manzaraları görsünler de, düşünebilecekleri bir akla,gerçeğin sesini duyabilecekleri kulaklara ve doğruyu görebilecekleri gözlere sahip olsunlar? Çünkü unutmayın ki, sadece kafalardaki gözler kör olmaz fakat asıl gönüllerdeki gözler kör olur ki, işte en büyük felâket budur! Zira kör sadece, gözleri görmeyen değildir. Asıl kör olan; kalbi kibir, cehalet, inat, önyargı perdeleriyle örtülmüş olduğu için gerçeği göremeyen, hakikati idrak edemeyen kişidir.” (Hac/46)

İnsan gerçekleri, olayları, meseleleri ve çıkış yollarını tam bir hikmetle bakıp görebiliyor mu? Cevap kocaman hayır. Nerede hikmetin bilincine ermek, basiret sahibi olabilmek?

Yahu zaten görüntüler aleminde yaşıyoruz. Eşyanın hakikatini bile doğru dürüst algılayamazken bir de olayların gizemlerine nasıl vakıf olacak ki?

Yapsa yapsa kendine yontarak, kendi dar penceresinden meseleri ve olayları yorumluyor işte o kadar.Size anlatacaklarım da sizin anlayacağınız kadar. Hani şu meşhur karınca hikayesinde olduğu gibi.

Karıncaya sormuşlar:

– Hayvanları anlatır mısın?”

– Tabi ki” demiş.

– Hayvanlar ikiye ayrılır:

1.Grup: Aslan, kaplan, yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar.

2.Grup:Tavuk,, kaz ve ördek gibi zalim ve yırtıcı hayvanlar.”

Hadi buyurun karıncanın bu yorumuna bir lafınız var mı? Yani biz dünyayı olduğu gibi değil, kendimize göre olduğumuz gibi görüyoruz ve böyle bir anlayışla hareket ediyoruz. Sonra da kendi fikirlerimizi dayatıyoruz.

Alın size bir algı bozukluğu daha. Hz. Mevlana; “sen Allah dostlarını, Enbiya ve Evliyayı sıradan insanlar gibi görürsen, Adem’i (a.s) çamurdan ibaret sanan şeytanın yolundasın demektir,” der. İnsan bu mübarek insanları sıradanlaştırıyor, evet insan olmaya insanlar ama onlar aynı zamanda Enbiyalar, Evliyalar. Burası niye atlanıyor anlamak mümkün değil!

Evet günler, geceler, mekanlar aynı. Ama Kadir gecesi bir başka. Dünya aynı dünya ama Kabe’nin olduğu yer bir başka. Nehirler aynı ama Fırat, Nil bir başka. Her şeyi öyle sıradanlaştıramayız. Eğer her şeyi aynı görmeye kalkarsak dengeyi bozarız. Karınca gibi vahşi hayvanları iyi yumuşak merhametli, kaz, ördek ve tavukları da zalim yırtıcı ve vahşi görürüz. Sevgili Peygamberimizin “Yarabbi! Bana eşyayı olduğu gibi göster” duası boşuna değildir.

Burada karınca örneğini verdik ama esas sorun insandır. İnsan da karınca gibi dünyayı olduğu gibi değil, kendi olduğu gibi görüyor. Yukarıdaki resim de bunu teyit ediyor. Biri üç diyor, diğeri dört. Nasıl oluyor böyle? Kendi bakış açılarına göre baktıkları için. Yani eşyanın hakikatini çözmeden olaylara ve nesnelere bakıyor. Hele hele derin hikmetine hiç ama hiç inemiyor. Olayların perde arkasını da okuyamıyor. Hasılı gönül gözleri görmüyor.

Şemsettin ÖZKAN

11.06.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.