(Toplumsal İlişkiler 837)
وَيَدْعُ الْاِنْسَانُ بِالشَّرِّ دُعَٓاءَهُ بِالْخَيْرِؕ وَكَانَ الْاِنْسَانُ عَجُولاً
“İnsanoğlu, Allah’tan güzel şeyler istercesine, kötülükleri isteyip durur. Çünkü insanoğlu, pek acelecidir. Peşin olan şeylere düşkündür. Bu yüzden, âhireti dünyada yaşamak ister; kendisini bekleyen mükâfâtı önemsemeden, o acıklı azâbı hiç hesaba katmadan, felâketle sonuçlanacak dileklerde bulunur. Kötülükle karşılaşacağını bildiği hâlde, kendisine hâkim olamayıp Rabb’ine isyan eder. İlâhî tehditlerin doğruluğunun ispatı için mûcizeler, kerâmetler gösterilmesini bekler. Oysa evrendeki şu mükemmel düzen, Allah’ın varlığını, birliğini, adâlet, kudret, hikmet ve merhametini açıkça ortaya koyan birer mûcize değil mi?” (İsra/11)
İnsan çok sabırsız ve acelecidir bir o kadar da kadrü kıymet bilmeyen nankör bir yaradılışa sahiptir. Bir türlü iflah olmayan, kanaatkar olmayan, meseleleri kavrayamayıp onlara nüfuz edemeyen bir karakter sergilemektedir. Halbuki Hz. Mevlana gibi olaylara baksa onun için daha iyi olacak.
Hz. Mevlana der ki; “Allah kuluna üç şekilde cevap verir; “evet” der, istediğini verir. “Hayır” der, daha iyisini verir. “Bekle” der, en iyisini verir. Gerçekten insan olaylara derinlemesine bakamamaktadır. Hikmet denen şeyin esamesi okunmamaktadır kendisinde.
Sevgili Allah elçisinin buyurduğu ve dua ettiği gibi; “yarabbi bana eşyayı olduğu gibi göster” diyememektedir. Böyle olunca kendini yoktan Vareden’in; “evet, hayır, ya da bekle” deyişinde varolan o ince sırları, nasıl anlıyacak ki? Habire iyilik ister gibi, kötülüğü isteyip durmaktadır. İnsanın bu agresif yapısı onun kader konusunda da yavan olduğunun açık bir delilidir.
Şemsettin ÖZKAN
10.10.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com