(Toplumsal İlişkiler 1625)
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَٓاءِ وَالْبَنٖينَ وَالْقَنَاطٖيرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِؕ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ
“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüş (paraya), salma (serbest dolaşan bakımlı) güzel atlara (lüks arabalara, yatlara), hayvanlara ve ekinlere (bahçelere, bağlara) duyulan şehvetli tutku insanlara ’süslü ve çekici’ kılındı. (Oysa) Bunlar, (fani) dünya hayatının (geçim) metaıdır. Asıl varılacak güzel yer ise Allah katındadır.” (Al-i imran/14)
Hz. Mevlana’nın; “dünya telaşını bırak, kendine bak, yüzüne huzur ek, gönlüne ışık yak” sözünü nasıl okumak lazım? İnsanoğlunun bu dünya ile ne alıp veremediği var öyle?
Herşeyden önce dünya dediğimiz şey insan için geçici ikametgah yeridir. Mültecidir bir bakıma. Burada uzun süreli barınamayacaktır. O halde nedir bu insanın dünya sevgisi?
Hz. Pir insanları bu sözüyle sanki kapitalist olmayı bir kenara itin mi diyor acaba? Çünkü dünya telaşını bırak diyor. Öyle mal biriktirme, altın, gümüş yığma hevesin hele bir kursağında kalsın demeye getiriyor. Zira insan onları bu ölümlü dünyada bırakıp gidecek. Bu yüzden dünyaya tamah etme diyor. Eğer bunu yaparsan ruhunun ufku açılacak, yüzüne huzur gelecek, gönül darlığı çekmeyeceksin demeye getiriyor sözü. Çağın insanının depresyonu, gönül darlığı, anksiyete bozuklukları, takıntıları (obsesyonları) hep bu dünyaya aşırı düşkünlükten geliyor.
Sakın yanlış anlama; “çalışmayı bırak, yan gel yat, oh ne rahat demiyor” Hz. Mevlana. Hatta zengin olma falan da demiyor. Ol olmasına da ama zekat, sadaka vererek, başkasını mutlu ederken, kendinin de bu vesileyle mutlu olmasına katkı sun diyor. Hz. Ebu Bekir timsali, malını Allah rızası için tüket, diyor. Dünyaya tapma diyor, vehn(dünya sevgisi) seni sarıp sarmalamasın diyor.
Şemsettin ÖZKAN
07.12.2024 KONYA
KAYNAKALR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com