(Toplumsal ilişkiler 739)
وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُوا اللّٰهَ مُخْلِصٖينَ لَهُ الدّٖينَ حُنَفَٓاءَ وَيُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُوا الزَّكٰوةَ وَذٰلِكَ دٖينُ الْقَيِّمَةِؕ
“Halbuki, onların da, yalnız Hakka ve tevhide yönelerek, Allah’ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samimiyetle toplumlarında uygulayıp, Allah’a kulluk ve ibâdet etmeleri, O’nun şeriatına bağlanmaları, O’na boyun eğmeleri, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmaları, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlıklı bir toplumun dini, insanlığı, insanî değerleri ayakta tutacak hak din, zamanla değişmeyen tabiî hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen, medeniyet budur.” (Beyyine/5)
Goethe; “insan kalbinde ne taşırsa dünyayı da öyle görür” derken, İsmet Özel’in; “neyi bastırdıysan göğsüne, göğsünü soludukça büyüyen odur” sözünü açıklar gibidir. İnsanlar da en çok sevdiği şeylerle imtihan olmuyorlar mı?
İlgi alanımız, meylettiğimiz şeyler, yönelimlerimiz bizi ele veriyor. Hz. Mevlana’nın; “neyin peşindeysen sen osun” derken izah etmeye çalıştığı da zaten budur.
Modern toplumlarda en büyük ekonomik girdileri reklam pastaları oluşturuyor. Konu insanı ilgi alanından yakalamak.
Sosyal medyada gezinirken ya da haberlere bakarken önüne konulan çerezler ilgi duyduğun şeylerle ilgili reklamlardır genellikle.
Bir şeyle alakadar olmak aynı zamanda o kişiyi ya da nesneyi sevmekle de ilintilidir. Sevmekle ilgi duymak arasında doğrudan bir ilişki vardır. Burada en önemli hammadde de samimiyet yani içten davranmaktır.
Din konusunda da öyle. Hakkı batıla karıştırmadan hanif olarak yüce Yaradan’a yönelmek gerekiyor. Dini yalnızca Allah’a özgü kılarak yaşamak gerekiyor. Tevhit inancının içine şirk karıştırmamak lazım.
Şemsettin ÖZKAN
03.07.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com