(Toplumsal İlişkiler 382)
وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي فَرْداً وَاَنْتَ خَيْرُ الْوَارِث۪ينَۚ
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۘ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيٰى وَاَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَباً وَرَهَباًۜ وَكَانُوا لَنَا خَاشِع۪ينَ
“Ve hani Zekeriya, Rabb’ine el açıp yalvararak, “Ey Rabb’im!” diye seslenmişti, “Beni bu çetin mücâdelemde yapayalnız ve yardımcısız bırakma! Çünkü bu ümmetin, tertemiz bir nesle ihtiyacı var; bana katından, tevhid sancağını omuzlayacak hayırlı bir nesil, gözümü arkada bırakmayacak güvenilir bir yardımcı, bir dost ihsân eyle yâ Rab! Çünkü ben ümmetimi, ailemi, malımı mülkümü sana emânet ediyorum! Hiç kuşkusuz, emânet bırakılacak olanların en hayırlısı Sensin!” (Enbiya/89)
“Bunun üzerine, onun duâsını kabul ettik; çocuk doğuramayacak durumdaki hanımını iyileştirdik ve ona hayırlı bir evlat olarak
Yahya’yı armağan ettik. Gerçekten de onlar, iyilik yapmakta birbirleriyle yarışan, rahmetimizi umarak,azâbımızdan
korkarak Bize yalvarıp yakaran ve emirlerimize saygıyla boyun eğen kimselerdi.” (Enbiya/90)
Hangi kapıyı açmaya kalktın da açılmadı? Ne zaman Rabbine yalvarıp yakardın da senin duana icabet etmedi? İstemeyi öğrendin de o isteklerin ve dileklerin yerine gelmedi? Sahi doğru anahtarla kapıyı açmayı denedin de açılmadı mı?
Hz. Mevlana ne güzel söyler: “Açılmaz kapı yoktur, yanlış anahtar vardır.” Yine Hz. Pir; “İstedik de vermedi deme, istemeyi bilmedin bari yalan söyleme.” derken de aynı şeyleri söyler. İstemeyi öğrenmediğimizi yüzümüze vururken, bir de Allah’a iftira atıp “istedim de vermedi” deyip yalanımızı yüzümüze çarpar. Sahi gerçekten istemeyi bilmiyor muyuz? Ne zaman, nasıl, nerede, neyi isteyeceğimizi? Dualarımızın kabul olmasının şartlarını, Kur’an’da hangi Peygamber hangi zor durumda kalmış, hangi duayı yapmış da isteğine nail olmuştur?
Duanın Kabul olmasının en önemli şartı, Yüce Allah huzurunda zelil bir şekilde boyun eğmen ve duan esnasında ona tam bir teslimiyet göstermendir. |
Yüce Allah buyuruyor: “Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar”(Bakara: 186). Bil ki Allah, senin nefsinden sana daha yakındır. Dua ettiğin zaman seni duyar, duanda samimi olman şartıyla yapacağın duayı kabul eder. Zira duada samimiyet ve ihlas duanın kabulü için en önemli şarttır. Öyle ise duanda samimi olduğunu nasıl bilirsin? Kendine şu soruyu sor: Ben bu dua ile ne istiyorum; Eğer cevabın: Allah’ın rızası ise, o zaman Allah duanı Kabul edecektir. Yok, eğer hedefin insanlara zarar vermek veya tamahkârlık veya dünya sevgisi ise, bu durumda Allah belki duanı kabul edecektir, fakat ahirette bu duadan bir nasibin olmayacaktır. Gerçek şu ki; eğer duanda samimi olursan Allah’ın izniyle kabulünü de çabuk bulursun.
Sen Rabbinin kapısına gittin de açılmadı mı? Kapı açılmaz diye birşey yok. Elindeki anahtar yanlış o kadar.
Şemsettin ÖZKAN
21.06.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-suskunduvar.com