ÜÇ ŞEY SEÇİLDİ CENNETTEN “KELİMELER, ANNELİK VE AŞK” KELİMELERİ ADEM ALDI ANNELİK HAVVA’YA KALDI LAKİN AŞK ÇOK AĞIRDI

(Toplumsal İlişkiler 812)

قَالَ يَٓا اٰدَمُ اَنْبِئْهُمْ بِاَسْمَٓائِهِمْۚ فَلَمَّٓا اَنْبَاَهُمْ بِاَسْمَٓائِهِمْۙ قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكُمْ اِنّٖٓي اَعْلَمُ غَيْبَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ
“Bunun üzerine Allah:“Ey Âdem, şu varlıkların isimlerini meleklere bildir!” dedi. Âdem, onların isimlerini meleklere bildirince, Allah meleklere:“Ben size, ‘Göklerin ve yerin gaybını yalnızca Ben bilirim ve dilediğime, dilediğim kadar öğretirim; hem açığa vurduğunuz, hem de gizlediğiniz her şeyi yine Ben bilirim!’ dememiş miydim?” dedi.” (Bakara/33)

Hz. Şems-i Tebrizi der ki; “üç şey seçildi cennetten; kelimeler, annelik ve aşk. Kelimeleri Adem aldı. Annelik Havva’ya kaldı. Lakin aşk çok ağırdı.” Cennetten seçilip getirilen üç şeye bakar mısınız? Kelimeler yani her şeyin isimleri, en kutsal vazife olan annelik ve aşk.

Sözleri, kelimeleri Hz. Adem babamız alıyor, bilgiyle donanmak da diyebiliriz buna. O bunu seçince annelik vazifesi Hz. Havva annemize kalıyor. O yüzden cennet bir halı gibi annelerin ayaklarının altına seriliveriyor. Kadın olmaktan ziyade annelik makamı çok övülüyor kutsal metinlerde.

Bilgiyle donanımlı olmak da öyle sıradan bir olay olarak görülmemeli. Bakara suresinde etraflıca Hz. Adem babamızın kelimeleri alması idrak etmesi anlatılıyor:

* “Hani Rabb’in meleklere; ‘Ben yeryüzünde dünya düzeni kurmaya, ilâhi hükümleri icraya, yeryüzünü imâra yetkili halifeler hazırlayıp yerleştireceğim’ demişti. Melekler:
‘Orada bozgunculuk yapacak, karışıklık çıkaracak, kan dökecek birilerini mi hazırlayıp yerleştireceksin? Oysa biz sana hamdederek zikrediyor, seni tesbih ediyoruz. Senin kutsallığını biliyor, kabul ediyor, Seni takdis ediyoruz’ dediler. Rabbin:
‘Ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum’ buyurdu.” (Bakara/30)

* “Allah Âdem’e, yaratılışa ve değerlerine uygun, varlıklara verdiği isimleri, isimlendirilen varlıkları, varlıklar hakkındaki bilgileri, varlıklarla bilgilerin irtibatını; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, gerek duyacağı bütün bilgileri öğretti. Sonra da onları meleklerin önüne koydu.
‘Yeryüzünde Âdem’e ihtiyaç olmadığı iddiasında haklı iseniz, bana bunların isimlerini, varlıklar hakkındaki bilgileri, varlıklarla bilgilerin irtibatını; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, tek tek ortaya koyun’ buyurdu.” (Bakara/31)

* “Melekler: ‘Yücesin Sen ya Rabbi. Bizim Senin bize öğrettiklerinin dışında bir bilgimiz yok. Sen ilim sahibisin, hikmet ve hükümranlık sahibisin.’ dediler.”(Bakara/32)

* “Allah: ‘Ey Âdem, bunları, isimleriyle, varlıklar hakkındaki bilgileriyle, varlıklarla bilgilerin irtibatıyla; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, uyum kurallarıyla, tek tek anlat’ buyurdu. Bu emir üzerine Âdem, onları, isimleriyle, varlıklar hakkındaki bilgileriyle, varlıklarla bilgilerin irtibatıyla; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, uyum kurallarıyla, meleklere teker teker anlatınca, Allah: ‘Ben size, göklerin ve yerin bilinmeyenlerini, gayb âlemini bilirim, sizin açıkça konuştuklarınızı da, içinizde gizlediklerinizi de bilirim, dememiş miydim’ buyurdu.” (Bakara/33)

Lakin aşk çok ağırdı. Yüce Yaradan’ın belki de Hz. Âdem (a.s)’a secde ile kasdı insana hizmet ederek yüce Rabb’ine secde etmesi bir aşktı. Zaten Âdem (a.s) ile İblis arasında tek fark da aşk ya da aşksızlıktı. Çünkü ikisi de günah işledi. Biri aşkından tövbe etti aşkla yüce Yaratıcı’ya sığındı. Diğeri ise kibirlendi, havalandı aşksızlığı seçti:

* “Hani biz meleklere: ‘Âdem’e secde ederek saygı gösterin’ demiştik. Melekler hemen secde ederek saygı gösterdiler. Yalnız İblis dayattı. Büyüklük taslayıp serkeşlik etti, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerden, kâfirlerden oldu.” (Bakara/34)

Şemsettin ÖZKAN

15.09.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.