SIZLAMAYAN İNLEMEYEN YANMAYAN ANMAYAN KALBİN TAŞTAN NE FARKI VAR Kİ

(Toplumsal İlişkiler 937)

ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ اَوْ اَشَدُّ قَسْوَةًؕ وَاِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الْاَنْهَارُؕ وَاِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَٓاءُؕ وَاِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِؕ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
“(Ey Beni İsrail ve tüm nankör ve hain kimseler!) Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı (kesildi). Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan (kendiliğinden akan) ırmaklar kaynamaktadır, öyleleri vardır ki (kırılıp) yarılır da, ondan sular çıkıp fışkırır, öyleleri de vardır ki Allah kor-
kusuyla (aşağıya) yuvarlanır. Allah (ne tabiattaki olaylardan ne de sizin) yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir.” (Bakara/74)

İnsan duyan, hisseden, aşkla yanan, hüzünlenen, hatıralarına sahip çıkan bir varlıktır. Aşk olmayınca, meşk de yoktur. Aşk insanın mayasında vardır.

Hz. Mevlana’nın; “sızlamayan, inlemeyen, yanmayan, anmayan kalbin taştan ne farkı var ki?” sözünde vurgulanmak istenen de bir insana insan diyebilmemiz için mutlaka olması gereken özelliklere atıf vardır.

Hz. Mevlana; “gönül hissetmedikçe kulak duymuş neylesin. Kalp sevmedikçe göz görmüş neylesin” derken kulak, göz ve kalbin, asıl işlevlerini yerine getirmediği sürece, bir işe yaramayacağının altını çizer.

Adama anlatırsın anlatırsın bir kulağından girer öbür kulağından çıkar. Bu adamın gönlü hissediyor mu acaba? Cevap kocaman hayır. Aynı şey göz için de geçerlidir. Adam bakar bakar ama göremez. Çünkü kalp sevmemiştir. İlgi alaka duymamıştır. Böyle olunca dikkatini de çekmemiştir. Bu yüzden bakar kör olmuştur. Kalbin sevmediği gözü neyleyim. Gönlün hissedemediği kulağı neyleyim.

Hz. Mevlana der ki; “gönül kırmak gönülsüz insanların işidir.” Kaba saba insandan insanın gönlünü okşayan bir söz ve davranış beklemek abesle iştigaldir.

İnsan odun değil ki, kırıldığı zaman ses çıkarsın. Anlayamıyoruz bazen sevdiklerimizi, bize en yakınlarda olanları kırdığımızı. Öylesine sessizce kırılıveriyorlar işte. İki kelime yetiyor seven bir kalbi kırıp dökmeye. Sonra roman yazsak nafile.

Şemsettin ÖZKAN

18.01.2023 DOĞANŞEHİR

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.