SEN İÇİNE DÖN YALNIZ DIŞINLA MEŞGUL OLMA ÇÜNKÜ SEN CİSMİNLE DEĞİL RUHUNLA İNSANSIN

(Toplumsal İlişkiler 751)

اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِؕ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُؕ
Onlar ki, inanmışlar ve Allah’ı anmakla kalpleri huzur ve doyum bulmuştur; çünkü bilin ki, kalpler gerçekten de ancak Allah’ı anarak huzura erişir.”(Rad/28)

İnsanoğlu şu fani âlemin debdebesi içinde bocalayıp durur. Şu maddi yaşamının içinde mutluluk arar. Lakin bu saadetine ruhunu koymadığı için bulamaz.

İbn-i Arabi; “sen içine dön. Yalnız dışınla meşgul olma. Çünkü sen cisminle değil ruhunla insansın” derken aslında insanın aradığı huzuru nerede bulacağını bize fısıldar. Yani ruhuna özüne dönmesini salık verir.

Fıtrata dönmek insan için tek kurtuluş yolu olarak gözükmektedir. Çünkü fıtrata dönmek demek Allah’a dönmekle eş anlamlıdır. İnsanın fabrika çıkış ayarlarına dönmesi onun için en iyi yoldur. Yukarıda geçen ayette bize bu öğretilir.

Cahit Zarifoğlu “içim ey içim, bu yolculuk nereye? Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin,” derken insanın en esaslı seyahatinin içine yapacağı yolculuk olduğunu anlatırdı. Gerçekten de öyle değil midir en kapsamlı yapılacak eylemin insanın içine doğru yapacağı seferdir. Şems-i Tebrizi’nin aşkın kırk kuralından onuncusu şudur;
“Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi

içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.”
– Ondokuzuncu Kural:
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin

sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya

sana diken yolladı mı, sevin.Yakında gül yollayacak demektir.”

İçsel yolculuk aslında insanın kendini keşfidir. Bu yolda önümüze çıkan engellermiş gibi gözükenler bizim gelişip tekamül etmemiz için Yaratıcımız tarafından tasarlanmıştır.

Burada yüksek benliğimizi kavramak, farkındalığımızın farkına varmak önemlidir. Evrenle aynı titreşimde aynı frekansta buluşabilmektir bu içsel yolculuk.

Dışarıda görüp eleştirdiğimiz herşey aslında içimizde bizde olandır. Buna aynalama deniyor. Saçımızın dağınık olduğunu aynada gördüğümüzde aynadaki yansımamızı düzel- tiriz yoksa elimizi başımıza götürüp saçımızı mı? Elbette kendi saçımızı düzeltiriz. Bu yüzden olsa gerek Cahit Zarifoğlu, içine yaptığı yolculukla koca koca kibir abideleri şehirlerin sonunu getireceğinin altını çiziyor ve kalabalıklardan içine dönüyor.

Mevlana’ya göre ayna insanın kalbidir. İnsan dışarda ne görmüşse neyi eleştiriyorsa insanın içinde yani kalbinde de o vardır. Sen neyin peşindeysen o’sun. Bu yüzden insan dışından ziyade içine yani ruhuna yatırım yapmalıdır. Sadece maddi boyutunu temsil eden dışıyla meşgul olmamalı ruhuyla da hemhal olmalıdır.

Şemsettin ÖZKAN

16.07.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.