SEN ÇOK SEV DE BIRAKIP GİDEN YAR UTANSIN

(Toplumsal İlişkiler 278)


اِتَّبِعُوا مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۜ قَل۪يلاً مَا تَذَكَّرُونَ
“Ey insanlar! Rabb’iniz tarafından size gönderilen bu prensiplere uyun; O’ndan başka hiçbir güce boyun eğmeyin! Kur’an’ın hükümlerini terk edip kendi otoritelerine kayıtsız şartsız boyun eğmenizi isteyen birtakım kurtarıcıların, koruyucuların, velilerin peşine takılmayın! Kulağınıza küpe olması gereken bu öğütleri
 ne kadar da az düşünüyorsunuz!” (Araf/3)

Sevmek, sevgi. Peynir ekmek ve su gibi ihtiyacımız olan şey. Sevgiden yoksun yaşamak ne kötü bir durum. Bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi, alaka, muhabbet duymadan, bağlılık hissetmeden duygusuz yaşamak ne vahim bir şey. Merhametsizlik, şefkatsizlik insani boyuttan

Üstat Necip Fazıl Kısakürek; “sen çok sev de, bırakıp giden yar utansın,” derken sevginin mütevazi boyutuna dikkat çeker. Sevmek çok mu pahalı? Bırakınız kim ne yaparsa yapsın siz sevmeye devam ediniz demektir üstadın bizi getirmek istediği nokta. Problemin temelinde tamı tamına karşımızdaki insanı kendimize dönüştürmeye ya da benzetmeye çalışmamız yatmıyor mu? Ya da onu dört bir yandan kıskaca almamız.

Selin Yetimoğlu, insanları sevmenin tek yolunun onları olduğu gibi sevmek olduğunun altını çizer ve “insanları sevmenin tek yolu vardır onları olduğu gibi sevmek” adlı yazısında, Osho’dan eğitim konusunda çok güzel bir hikaye ile konuyu özetler:

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluştururlar. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir. Kuş, uçmanın dahil olmasını; balık, yüzmenin dahil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.

Tavşan, koşu dersinde a alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda a almak yerine, c alıyordu ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı; ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. bir süre sonra, toprak kazma notu hâlâ f olmasına rağmen, uçma notu c’ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.

Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekâlı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu ve buna “geniş tabanlı eğitim sistemi” dediler.”

İnsanları Sevmenin Tek Yolu’nda der ki;

insanları sevmenin tek yolu vardır ve o da onları olduğu gibi sevmektir. Ve güzellik de buradadır; onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler. Sana göre değil; onlar kendi gerçeklerine göre değişirler. Onları sevdiğinde onlar dönüşüm yaşarlar, değişmezler ve dönüşürler. Onlar yeni olurlar, onlar varlığın yeni yüksekliklerine erişirler. Ancak bu onların varlıklarında gerçekleşir ve bu onların kendi doğasına göre olur.

Yukarıdaki ayeti de lütfen yüce Yaradan’dan başkasına kul köle olunmaması lazımken bizi kendisine kul köle etmeye çalışan otoritelere, yalancı kurtarıcılara boyun eğilmemesi ve onları sevmemek anlamında düşünür müsünüz?

Şems-i Tebriz-i onüçüncü kuralı şöyle der:
Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var.
Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.
Tutup da ona hayran olmaya değil.

Şemsettin ÖZKAN

06.03.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-selinyetimoglu.com (09 Aralık 2013 tarihli yazısından alıntı)

SEN ÇOK SEV DE BIRAKIP GİDEN YAR UTANSIN” için 1 yorum

  1. “Yaratılanı severiz YARADAN dan ötürü ”
    Zamanın insanları da pek değişik be hocam. Kısmı azamı bukalemun gibi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.