PAZARTESİ SENDROMU SOSYETE ŞIMARIKLIĞI EKMEK PEŞİNDE OLANLAR İÇİNSE BESMELE

(Toplumsal İlişkiler 244)


لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً سُخْرِياًّۜ وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
“Allah Kur’an’ı kime indireceğini onlara mı soracaktı? Ne o,
 Rabb’inin rahmetini yoksa onlar mı paylaştırıyorlar? Oysa onların bu dünyadaki geçimliklerini aralarında paylaştıran ve birbirlerini istihdam edip yeni iş alanları meydana getirebilmeleri için akıl, yetenek, zenginlik ve benzeri yönlerden bir kısmını diğerlerinden üstün konuma getiren Biziz! Öyleyse, dilediğimize mânevî bağışlarda bulunan ve dilediğimize Peygamberlik veren de Biziz! Fakat onlar, dünya menfaatini tercih ederek gönderdiğimiz mesajdan yüz çevirdiler. Oysa Rabb’inin en büyük rahmeti olan bu Kur’an, onların yığıp biriktirdikleri bütün servetlerinden daha hayırlıdır. Sonsuz ilâhî nîmetler yanında bu dünyanın zevkleri o kadar değersizdir ki;” (Zuhruf/32)

İlk kez pazartesi oluyormuş gibi davrananlar. Daha önce de pazartesi oldu merak etmeyin. Olaya bir de iyi tarafından bakın, en azından haftada bir defa pazartesi oluyor bunun bilincine varın.

Ama en güzel cümleyi yine Cahit Zarifoğlu kurar: “Pazartesi sendromu sosyete şımarıklığıdır. Ekmeğinin peşinde olanlar için pazartesi besmeledir.”

Emek, rızkın peşinde koşmak, çaba sarfetmek eylemlerin en kutsalıdır. Hz. Mevlana bu yüzden olsa gerek; “emek ver, kulak ver, bilgi ver ama sakın boşverme” der. Yüce dinimizin buyurduğu gibi bu hayatta çalışıp çabalamak gerekir.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:Sizden herhangi birinizin sırtına bir bağ odun yüklenip satması, herhangi bir kişiden dilenmesinden hayırlıdır. O da ya verir, yahud vermez.”(Buhârî, Zekât 50, 53; Müslim, Zekât 106. Ayrıca bk. Tirmizî, Zekât 28)

Bu hadîs-i şerîf, dikkatimizi pek önemli bir noktaya çekiyor: El emeğiyle geçinmeyi tercih etmek. Geçimini temin için herkesin bir sanatı veya işi olmayabilir. Toplumda herkes için bir gelir kapısı aslında vardır. Ancak çalışıp kazanabilecek olan kimseler bile, işsizlik gibi bir  sebeple geçimleri için başkalarının yardımına muhtaç duruma düşebilirler. Bir de yapabileceği işi tenbellikten dolayı yapmayıp kolay yoldan yani dilenerek rızkını temin etmeye kalkanlar her devirde olagelmiştir. İşte böylesi kimseleri Sevgili Peygamberimiz uyarmakta ve herkesin kendi rızkını bizzat çalışarak temin etmesi gerektiğini çok açık bir şekilde anlatmaktadır. Gidip ormandan odun toplamanın, onu sırtında  getirip satmanın ve böylece günlük rızkını temin etmenin, verip vermeyeceği belli olmayan birtakım kimselere el avuç açmaktan çok daha hayırlı olduğunu bildirmektedir. Sırtında odun getirip satmak belki çoğu müslümanın ağrına gidecek bir olaydır. Ama dilencilik yapmaktan çok daha şereflidir. Hadislerin dikkat çektiği  asıl konu budur. Burada, yeşilin ve ormanın korunması ihmal edilmiş olmuyor mu gibi bir sual akla gelebilir. Geçimini temindeki izzet ve insanlara minnet etmekteki zillet ancak bu kadar güzel ifade ve tasvir edilebilir. Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler 1-Elinin emeğiyle geçinmek müslümanın izzetine yakışan yegâne yoldur. 2-Dilencilik, yüzkarasıdır. 3-Sırtında odun taşıyarak geçimini temin etmek bile, dilencilikten bin kat iyidir. 4-Müslüman geçimini temin edeceği hiçbir yolu küçük görmemelidir.

Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Davud aleyhisselâm ancak elinin emeğiyle kazandığını yerdi.” (Buhârî, Büyû’ 15)

Şemsettin ÖZKAN

01.02.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-islamveihsan.com 21 Ağustos 2020 Emek Alınteri İle İlgili Hadisler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.