(Toplumsal İlişkiler 368)
وَلَا تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ اَمْوَاتٌۜ بَلْ اَحْيَٓاءٌ وَلٰكِنْ لَا تَشْعُرُونَ
“Ey iman edenler! Allah yolunda canlarını fedâ edenleri, sıradan ölüler gibi ölü olarak nitelendirmeyin! Hayır, aslında onlar, sizin bilmediğiniz bir biçimde, hem de sonsuz nîmetler içinde yaşıyorlar fakat siz farkında değilsiniz. Onlar kurtuluşa erdiler, siz asıl kendi imtihânınızı düşünün:” (Bakara/154)
Değerli dostlar! Aslında şu dünya görüntülerden ibaret değil midir? Görmeyi, işitmeyi, tat almayı ve benzeri eylemlerimizi, örneğin görmede, beynimizin bir noktasına görüntüyü düşürerek görmüyor muyuz? Hakeza duyma, tat almada da benzer şeyler olmuyor mu? Bu alemde gördüğümüz herşey görüntüdür.
Bu yüzden olsa gerek Hz. Mevlana da; “ölüm gerçekte dirilik, görünüşte yokluk, hakikatte ebediliktir” derken, ölümün niteliğine, ondan başka herşeyin görüntüden ibaret olduğuna dikkatlerimizi çekmek ister.
Ölüm bir yok oluş mu? Hayır, hayır, hayır… Tam tersine hakikatte yeniden diriliş, uyanış ve varoluştur. Her şeyin, ama her şeyin, olup bitenlerin farkına varıştır. Neyi doğru, neyi yanlış yaptığının bilincine ermedir. Sanal dünyadan, gerçek ahiret yurduna varıştır. Gerçeklerle yüzleşme sanatıdır. Yapay sevgililerden gerçek sevgiliye yare kavuşmadır. Tabiri caizse Hz. Mevlana’nın ifadesiyle Şeb-i Arus, yani düğün gecesidir.
Görünüşe bakılırsa evet, ölüm bir yokluktur. Dünyada eşinden, dostundan, çoluğundan, çocuğundan ayrılıyorsun. Malından, mülkünden ne bileyim çok sevdiğin evinden arabandan ayrılıyorsun. Görüntü ıstırap veriyor yakınlarına.
1996 Örnekköy mahreçli “Ölüler I” şiirimde bu konuyu mısralara şöyle dökmüşüz:
Neye üflerken Azrail,
Upuzun yerde yatar ölüler.
Yutkunur da konuşmaz dil,
Boncuk, boncuk, ter döker ölüler.
Eşyaların konuştuğu ölü odası
Camide verilir falancanın salâsı
Temizler mi acep o teneşir tahtası?
Yalnızlık kefenine sarınır ölüler.
Eskiden dost vardı verilirdi ona sır,
Şimdi dostlar ayıpları gözler, acıtır.
Şu feleğin sillesi herkesi ağlatır,
Duasızlıktan iki kere ölür ölüler.
Ölüm hakikatte ebediliktir. İnsanın ebediyyen varolma hayalinin gerçekleşmesidir. Sonsuzluktur, ölüm ölümsüzlüktür.
Ölüm bir yok oluş ve bitiş asla değildir. Gerçek hayata taze bir başlangıçtır.
Ölümün bir tükenme, kaybolma işi olmadığını en güzel yukarıda geçen şu ayet anlatır:
“Ey iman edenler! Allah yolunda canlarını fedâ edenleri, sıradan ölüler gibi ölü olarak nitelendirmeyin! Hayır, aslında onlar, sizin bilmediğiniz bir biçimde, hem de sonsuz nîmetler içinde yaşıyorlar fakat siz farkında değilsiniz. Onlar kurtuluşa erdiler, siz asıl kendi imtihânınızı düşünün:”
Konuyu Ömer Karaoğlu’nun o güzel bestesiyle kapatalım:
Şehit
tahtında Rabbe gülümser
Ah
binlerce canım olsaydı der
Şehit
tahtında Rabbe gülümser
Canım
bedeli bir sofradan yer
Şemsettin ÖZKAN
06.06.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-ilahisözleri.com