(Toplumsal İlişkiler 129)
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَـتَّبِـعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـٔاً وَلَا يَهْتَدُونَ
“Ne zaman o kimselere (gerici, gelenekçi ve taklitçi cahillere:
“Gelin) Allah’ın indirdiğine (akli ve nakli delillere, insani ve İslami değerlere) uyun” denilse, onlar: “Hayır, biz atalarımızı izinde ve üzerinde bulduğumuz şeye (yerleşik geleneklere ve geçmişten kalan göreneklere) uyarız” derler. (Peki) Ya ataları (ve örnek aldıkları eski toplulukları ve tarihi tabuları) ; akılları gerçeğe ermeyen ve doğru istikameti de bulup bilemeyen kimseler idiyse? (Hâlâ mı körü körüne onların peşinden gidecek ve köhnemiş bir geçmiş hevesiyle, gerçeklere direnecekler?)” (Bakara/170)
Laf çok yeter ki salak de! Yığınla söz var salaklar hakkında; Deliler tedavi edilebilir ama salaklar asla, çirkinler bir gün belki güzelleşebilir ama salaklar hep aynı kalır. Kendini zeki sanan salağı bırakın kendi haline. Tek kişilik dünyasının en zekisi olarak hayatını devam ettirsin. Laf sokayım derken lafı kendine sokup çıkaramayan salaklar var. Bop Dylan; “asla bir salakla tartışmayın. Çünkü dışardan bakanlar hanginizin salak olduğunu anlamayabilir. Gerçekten de bazı insanlar hangi yönden yaklaşırsan yaklaş hiç fark etmezler. Ya salaktırlar ya da kalas. Peki bu salak tabirini çok sık kullanıyoruz nedir salak, kime salak deniyor?
Salak; giyiniş ve davranışlarından akılsız olduğu anlaşılan aptal kimseye denir. Ronald David Laing; “Öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. Bu sadece başkaları için zordur. Aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir.” der. Salak denince akla yığınla yaşanmış veya yaşanmamış hikaye ve fıkra gelir.
Çok
eski yıllarda Temel bir şehirden diğerine giderken atı ölür ve
yaya olarak yoluna devam etmek zorunda kalır. Yorgun bir şekilde
yol üzerindeki bir han’a kendini zor atar. Hancıdan geceyi
geçirecek bir oda ister. Hancı; hiç tek kişilik oda kalmadığını,
iki kişilik bir oda olduğunu, bu odadaki iki yataktan birinde bir
zencinin kaldığını, ama adamın çok pis olduğunu söyler. Temel
mecburen kabul eder. Hancıya; sabah erkenden kendisini uyandırmasını
söyler ve odaya çıkar.
Odaya
girince zencinin kirli çorapları dahil eşyalarının ortaya
atılmış olduğunu ve odanın çok pis koktuğunu görünce kendi
kendine söylenmeye, zenciye küfürler sallamaya başlar.
Gürültüyü
duyan zenci uyanır ama Temel’in kendi hakkında söylediklerini
duyunca uyandığını belli etmez.
Temel’in
yatıp uyumasını bekler Temelin uyuduğundan emin olunca ona bir
ders olsun diye ayakkabı boyasını alıp temelin yüzünün
tamamını siyaha boyar.
Sabah
hancı kapıyı çalarak Temel’i uyandırır. Temel kalkar ve yüzünü
yıkamak için lavaboya gider.
Aynaya
bakınca söylenerek yatağına döner; ”Ulan ne salak adamlar var!
Hancı benim yerime zenciyi uyandırmış!” der ve yatar.
Bir
başka salak hikayesinde iki
çavuş iddaaya
girer,
hangimizin
eri daha salak diye. Ilk çavuş erini çağırır ve der ki;
–
Oğlum
al şu 10 milyonu git bana bir araba al. Er:
–
Baaaşüstüne
çavuşum der gider.
ikinci
çavuş çağırır erini:
–
Olum
git bak bakayım ben evdemiyim der..
er:
–
Baaşüstüne
çavuşum der çıkar.
bu
iki salak er çarşıda karşılaşırlar erlerden biri:
–
Yahu
bende bir çavuş var o kadar salak ki bana para verdi git bana araba
al diye lan keriz bugün pazar arabayı nerden bulayım..
diğer
er:
–
Yahu
benim ki daha salak yok gidip kendisi evdemiyiş değilmiymiş diye
bakacakmışım be ey lavuk yanında koskaca askeriyenin telefonu var
evi arada sorsana…
Şemsettin ÖZKAN
23.09.2020 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-foundationoffunystories.blogspot.com
4-komikfikralar.net