GÜZEL OLAN HER ZAMAN İYİ DEĞİLDİR AMA İYİ OLAN HER ZAMAN GÜZELDİR

(Toplumsal İlişkiler 434)


كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـٔاً وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تُحِبُّوا شَيْـٔاً وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْؕ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَࣖ
Her ne kadar hoşunuza gitmese de, haksızlıklara karşı Allah yolunda savaşmak size farz kılınmıştır. Gerçi savaşın sıkıntı ve acılarına katlanmak zordur fakat zulmü engellemenin başka çıkar yolu kalmamışsa, daha büyük acıları önlemek için gerekirse savaşılmalıdır. Demek ki, sizin hoşlanmadığınız bir şey aslında sizin için hayırlı olabilir, hoşunuza giden bir şey de sizin için kötü sonuçlar doğurabilir. Neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu en iyi Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara/216)

Öyleyse, bilgi ve tecrübesi sınırlı olan insanoğlu, her şeyi bilen Allah’ın rehberliğine muhtaçtır. Özellikle de neyin haram, neyin helâl olduğu konusunda: Hz. Peygamberin keşif amacıyla gönderdiği Abdullah bin Cahş komutasında sekiz kişilik bir gözcü grubu, müşriklere ait küçük bir ticâret kervanıyla karşılaşmıştı. Savaşmanın haram sayıldığı (2. Bakara: 194) Recep ayına henüz girmediklerini sanan Müslümanlar, geçmişte uğradıkları işkencelerin ve haksız yere yurtlarından sürülmenin intikamını alma hırsıyla kervana saldırarak müşriklerden birini öldürdüler, ikisini de esir alıp ganîmetlerle Medîne’ye döndüler. Müşriklerin, Peygamberimizin asla onaylamadığı bu olayı fırsat bilerek Müslümanlar aleyhinde yoğun bir propagandaya girişmesi üzerine, bir sonraki ayet indirildi.

Hz. Mevlana der ki; “ güzel olan her zaman iyi değildir ama iyi olan her zaman güzeldir.” gerçekten de öyle değil midir dostlar çok istediğiniz bir şey güzel olarak telakki ettiğiniz bir olgu bir anda aslında sizin hakkında hiç de iyi sonuçlar doğurmayabiliyor. Şer kötü bildiğiniz bir şey de siz böyle sanıyorsunuz aslında sonuç sizin lehinize sonuçlanacak yani iyi olacak işte o iyi olan da zaten her zaman güzeldir.

İnsan eşyanın hakikatini tam olarak görebiliyor mu? Sanmıyorum. Ehil insanlara ihtiyaç var. Yani şahsi kanaatim Peygamberlere özgü zeka türü olan ruhsal zekalı insanların olması gerek. Hakka hukuka riayet eden, hikmetle olaylara derinlemesine nüfuz edebilen mübarek kişiler olması gerek. Olayların perde arkasını görebilenler lazım bize. Yüzeysel düşünenler, en fazla bağlılıkları Allah ve elçisine olanlara gereksinim duyanlar olmalı temel felsefemiz.

Sevgili Peygamberimizin “Yarabbi bana eşyanın hakikatini göster” şeklinde duası bu mevzuda çok önemlidir. Zira eşya yüce Yaradan’ın sıfatlarını, esmasını göstermede O’nun varlığını birliğini kavramada ayna işlevi görür. Eşyanın yani maddenin içyüzünü anlayanlar yüce Rabbimizi de iyi anlarlar. Eşyanın maddenin sırlarına vakıf olanlar böylece mananın da gizemlerini gerçeklerini çözerler. İmanın şartlarından olan herşeyin bir takdire ve ölçüye göre yüce Allah tarafından yaratılıp dizayn edildiğine inanmak olan “kadere iman” boş ve anlamsız bir söylemden olmasa gerek ve tam bir teslimiyet gerek.

Şemsettin ÖZKAN

15.08.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.