EY CANIMIN SAHİBİ YAR SEN BENİMLE OLDUKTAN SONRA KAYBETTİKLERİMİN NE ÖNEMİ VAR

(Toplumsal İlişkiler 525)


اِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّٰهُ اِذْ اَخْرَجَهُ الَّذٖينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ اِذْ هُمَا فِي الْغَارِ اِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهٖ لَا تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَاۚ فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَكٖينَتَهُ عَلَيْهِ وَاَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذٖينَ كَفَرُوا السُّفْلٰىؕ وَكَلِمَةُ اللّٰهِ هِيَ الْعُلْيَاؕ وَاللّٰهُ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ
Eğer siz Peygambere verdiğiniz sözleri unutur ve zulme karşı başlattığı mücâdelede ona yardımcı olmaktan kaçınırsanız, 
Rabb’i onu yardımsız ve yalnız bırakır mı sanıyorsunuz? Nitekim 
Allah, çok daha zor anlarında; kâfirler onu öz yurdundan çıkmaya zorladıklarında, can dostu Ebu Bekir ile birlikte topu topu iki kişinin ikincisi iken ona yardım etmişti. O zamanlar ne devleti vardı, ne de orduları. Hani onlar, kendilerini öldürmek için peşlerinden gelen Mekkeli kâfirlerin elinden kurtulmak amacıyla, Sevr dağının tepesindeki bir mağarada gizlenmişlerdi. Fakat askerler, izlerini sürerek mağaranın ta önüne kadar gelmişlerdi. Oracıkta öldürülmelerini engelleyecek görünürde hiçbir sebep kalmamıştı. O kadar ki, nefes alsalar duyulacak bir hâlde iken Peygamber, bu dâvânın artık sona ereceği endişesiyle yüreği kan ağlayan sevgili 
arkadaşına “Üzülme dostum!” diyordu, “Allah bizimle beraberdir!” Bunun üzerine Allah, ona ve bu vefakâr arkadaşına, 
kendi katından olağanüstü bir huzur ve güven duygusu bahşetti ve onu, sizin göremediğiniz meleklerden oluşan mânevî 
ordularla destekledi ve her ikisini de kurtarıp sağ salim Medîne’ye ulaştırdı. Ardından da, müminlere büyük zaferler kazandırdı.
Böylece, hakîkati inkâr edenlerin bâtıl inanç ve iddialarını çürüterek dinlerini alçalttı; çünkü tek yüce din, Allah’ın dinidir! 
Öyle ya, Allah, sonsuz kudret ve hikmet sahibidir. İşte Allah, böylesine çaresiz anlarında bile, Elçisini yalnızlığa terk etmedi, şimdi de terk etmeyecek! (Tevbe/40)

Hz. Mevlana ne güzel söyler; “ ey canımın sahibi yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var?” Bizi her an ve her yerde koruyan, gören, derdi verdiği gibi dermanı da veren yüceler yücesi Rabbimiz değil midir? Bizim yar ve yardımcımız o değil midir?

O halde kaybettiklerimizin ne önemi var ki? Elbette O daha iyisini verecektir de ondan. Biz bilmeyiz O bilir. O verir. Verirse bir hayır, vermezse bin hayır aramak gerekmez mi?

Zor anlarımızda imdadımıza koşan sevgili kim? Yaralarımızı saran kim? Hastalandığımızda şifalar veren yar kim? Bizleri ölüler iken dirilten, sonra yeniden öldürüp yeniden diriltecek olan kim? Şüphesiz ki halıkımız (Yoktan varedenimiz) Allah’tır. O zaman ey canımızın sahibi yar! Sen bizimle olduktan sonra kaybettiklerimizin ne değeri olabilir ki? Sana biz tam bir teslimiyetle bağlanmışız, sevmişiz. Senin lütfunda hoş, kahrında.

Şemsettin ÖZKAN

24.11.2021 DOĞANŞEHİR

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir