BU AŞKTA HİÇBİR SURET YOK BİLMEZLER Kİ MEVLA’DAN BAŞKA “AŞK” DA YOK

(Toplumsal İlişkiler 379)


وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَـرْضٰىۜ
“Böylece, Rabb’in sana özlediğin o mutlu günleri bahşedecek ve sen de O’nun sınırsız lütuf ve ikramıyla hoşnut kalacaksın.” (Duha/5)

Aşk Allah’ı (c.c) doya doya sevmektir. O’na bağlanmaktır. O’na varmak ve O’nda kaybolmaktır. Aşk anlatılmaz, yaşanır. Bu yüzden olsa gerek Hz. Mevlana aşkın ne olduğunu sorana; “benim gibi ol da bil!” demiştir.

Yine Hz. Mevlana der ki; “ey sevgili! Sana yazdıklarımı görenler seni bir suretten ibaret olduğunu sanırlar. Ama bilmezler ki, bu Aşk’ta hiçbir suret yok ve bilmezler ki; Mevla’dan başka “Aşk” da yok.”

Bilmiyorum kaçıncı kez konu ediniyorum Allah aşkını ama şunu unutmamak lazım ki, bütün sevgilerin temeli Erich Fromm’un dediği gibi Tanrı sevgisidir. Bütün sevgiler O’ndan neşet etmiştir. Yani kaynak orasıdır. Suyun başı orasıdır.

Bu yüzden Allah sevgisine uğramayan bütün sevgiler eksiktir, güdüktür ve noksandır. Bu menbadan gelmeyen veya beslenmeyen sevgiler tatsızdır, tutsuzdur ve değersizdir. Asla es geçilemeyecek derin bir deryadır.

Aşk hep vardı da, biz onu insanlarda aradık maalesef. Hz. Mevlana der ki; “Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında. Lakin kıblesi yanlıştır. Bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir… Kimisi gül yüzlü bir güzele meftun, kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur. Bazısı dünyaya kanmış, bazısı mala mülke aldanmıştır. Oysa her biri aslında bir sevgili tarafından sınanmıştır.”

Ya Vedud, ya Vedud, ya Vedud… Ey çok seven ve sevilen Allah… Çok şefkatli, muhabbetli, salih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegâne lâyık olan. Sevgi ve dostluk hissini yaratan Allah…

Biliriz bu âlemde her gönül bir tek sevgiliye âşıktır, meftundur. O da sensin. Dünyanın en güzel insanları, gönlü geniş ya Vedud (çok seven ve sevilen) esmasının tecellisini yüreklerine düşüren insanlardır. Ne verecek sevgileri biter onların, ne de bölüşecek ekmekleri. Allah ile olduktan sonra ölümü de ömrü de hoş görenlerdir onlar. Herkes korktuğundan kaçar, onlarsa korktuğu Allah’a yönelirler. Çünkü korku Allah’tan korkusu olmayanlar içindir. Aşk acısı ve çilesi taşır onların yüreği. Zaten taşımıyorsa bir deli ya da bir ölüden ne farkı olur ki?

Yunus Emre ne güzel söyler:

Hoştur bana Senden gelen,
Ya gonca gül yahut diken,
Ya hil’at-ü yahut kefen,
Narın da hoş, nurun da hoş.

Hz. Mevlana da aşkın tek kaynağı olan Allah aşkına değinir:

Edep bilenler başkadır, / Canı ruhu yanmış âşıklar başka. / Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. / Âşıkların şeriatı da Allah’tır; mezhebi de.

Muhiddin-i Arabi boşuna “ aşk muhabbetin ifratıdır” demiyor. Allah Kur’an’da şöyle buyurur: “Müminlerin Allah’a karşı pek şiddetli bir muhabbeti vardır.”(Bakara/165)

Şemsettin ÖZKAN

18.06.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.