(Toplumsal İlişkiler 500)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ
“Ey iman edenler! Allah’tan gelen ilkeleri çiğnememe konusunda son derece dikkatli davranın; dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının ve zulme karşı inananların safında yerinizi alarak, dâimâ doğrularla beraber olun!”(Tevbe/119)
Hz. Mevlana bize öyle laf olsun diye; “ bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek lazım” demez. Samimi, duygusal, aklın içten haliyle kalbin akıl etmesi gerektiğini anlatır. Satırdan değil, sadırdan okuyan adam lazım der Hz. Pir.
Öyle değil midir değerli dostlar gönül doktorlarına ne kadar da çok ihtiyaç duyuyoruz şu zamanlarda. İnsanı acilen yüreğinden yakalayacak gönül ehli, sevgi yüklü insanlar aranıyor.
Yunus Emrelerden, Mevlanalardan bahsediyoruz ama bunu gerçekleştirecek ne bir projemiz, ne bir donanımımız var? Habire işin edebiyatını yapıyoruz o kadar. Eğitim vizyon belgeleri hazırlıyoruz “kalp ve akıl birlikteliği”ni sağlıyacağız diye ama ortada somut bir açılım yok.
Aşk
olmazsa meşk olmaz. Aşk gönül işidir. Görünüş işi değildir.
İnsanın yüreğine işlemelidir. Gözle, akılla halledilecek bir
şey değildir. Şems-i Tebrizi beşinci kuralı şöyle der:
“Aklın
kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir.
Korka
korka atar adımlarını.”Aman sakın kendini” diye
tembihler. Halbuki
aşk öyle mi? Onun tek dediği: ” Bırak kendini, ko gitsin!
“Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır,
harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında
olur. Ne varsa harap bir kalpte var.”
Şemsettin ÖZKAN
28.10.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com