(Toplumsal İlişkiler 620)
وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ
“Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, “Duydunuz mu? Vezirin karısı, kölesine göz koymuş; onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne ayıp, âşık olmak için bula bula bir köleyi mi bulmuş? Bize öyle geliyor ki, bu kadın düpedüz sapıtmış!” diyorlardı.” (Yusuf/30)
Şeyhü’l İslam Yahya, (1552-1644)söz ustasıdır. Eski şiirin hüner tarafına fazla itibar etmez. Yahya, gazel şairidir. Gazellerinde söyleyiş ve eda, sadelik hâkimdir. Bir de Yahya, gazel söylemekte kendine özgü bir tarz yaratmıştır; sözü oldukça nazik söyler ve sadelik içinde binbir incelik vardır.
Gazelde işlenen en önemli konu aşktır. Aşk anlayışını geleneğin içinden ifade ederken Yahya, tasavvufun sembolik dilini kullanır. Hayata rintçe bakar. Melamet anlayışının beslediği rintçe yaklaşım onun gazellerinin içeriğine, hatta edasına kadar yansır. Bu rintçe söyleyiş ve eda modern şairlerin de ilgisini çeker.
Kendinden sonraki divan şairlerine örnek olmuştur. Dili temiz, söyleyişi zarif ve hayal bakımından zengindir. Esprili şiirleriyle bilinir. Bir devlet adamı olarak halk tarafından da çok sevilirdi.
Şeyhülislam Yahya’nın şiirine gösterilen ilginin 2 önemli sebebi vardır:
- Bakî ile zirveye ulaşan biçim ve söyleyiş mükemmelliğine dayalı klasik tarzı ustaca sürdürmesi,
- Eskilerin rindane ve âşıkane diye nitelendirdikleri tarzın en uç örneklerini vererek hayatıyla eseri arasına bilerek mesafe koyması (Yani şeyhülislam olduğu hâlde dinî şiirler yazmamıştır.) Geliniz bu divan şairimizin başlık olarak verdiğimiz bu gazelini birlikte okuyalım:
Bir dil-rübâya düşdü gönül mübtelâsı çok
Aşkın safâsı yok değil ammâ cefâsı çok
Şehr-i cemâl o gamze vü ebrû vü hâl ile
Hakkâ ne rây-ı dilkeş olur dilrübâsı çok
Bin câna vermeye nolâ bir bûsesini yâr
Az olıcak metâ olur anın bahâsı çok
Hiçbir belâ mı var ki gönül anı bilmeye
Seyyâh-ı bî karârın olur âşinâsı çok
Zülf-i siyâh-ı yârda var sâd-hezâr çîn
El çek dolaşmadan ana Yahyâ hatâsı çok
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Gönül vurgunu olan bir sevgiliye (gönül kapana) düştü. Aşkın safâsı yok değil ama cefâsı da çok
O yan bakış o kaş o ben ile güzellik şehri doğrusu sevgilisi çok ne kadar gönül acısı bir yer olur
Sevgili(dost) bir öpücüğünü bin cana vermezse nolur? Bir mal az olunca değeri fazla olur
Gönlün bilmediği hiçbir bela var mıdır? Elbette yerinde duramayan yok onun tanıdığı da çok olur
Sevgilinin siyah zülfünde yüz bin kıvrım vardır. Ey Yahyâ ona dolaşmadan el çek, bu sözün hatası çoktur.
Şemsettin ÖZKAN
02.03.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-liseedebiyat.com
5-turkedebiyati.org