ASLINDA İNSANI EN ÇOK ACITAN ŞEY HAYAL KIRIKLIKLARI DEĞİL YAŞANMASI MÜMKÜN İKEN YAŞAYAMADIĞI MUTLULUKLARDIR

(Toplumsal İlişkiler 1023)


عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ
Çalışmış, (boşa) yorulmuşlardır.” (Gaşiye/3)

Hayal kırıklığı… Bir insanın beklentilerinin boşa çıkması durumunda ortaya çıkan o yıkılmış duygu hali. İnsan çalışır, çabalar lakin tüm o emeklerin boşa olduğunun, gayretlerinin beyhude olduğunun farkına varınca kalbinde fırtınaların estiği anarşik ortamı görünce sefilleri oynadığı o halet-i ruhiyeyi bilmem anlatmama lüzum var mı?

Bu duygudurum insanı her ne kadar yerden yere vursa da asıl insana koyan, yaşanması mümkün olduğu halde bir türlü yaşayamadığı mutluluklardır. Fyodor Dostoyevski der ki; “aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkün iken, yaşayamadığı mutluluklardır.”

İnsanın ömrü de hep böyle yaşanması mümkün iken yaşayamadığı mutluluklarla geçmiyor mu? Karı koca, gelin kaynana, öğrenci öğretmen, konu komşu, amir memur, ana kız, baba oğlan vb. say say bitiremeyeceğimiz daha bir çok sosyal ilişkilerimiz güzellikle olabileceği halde hep mutsuzluklar üzerine bina edilmiştir maalesef.

Bakınız hayal kırıklıklarımızın, beklentilerimizin sonucunda oluşan boşa çıkan hallerimizden söz etmiyorum. Rahatlıkla halledebileceğimiz olabilir, imkan dahilinde olduğu mutlu olabileceğimiz halde, mutsuz olmak var ya, işte insanı en çok acıtan, acı veren, acı çektiren şeyler, maalesef bizi melankolik yapıyor. Bir bakıyorsunuz eşler eften püften şeyler yüzünden boşanma kararı alıyorlar. Yahu bir durun hele, kendi kendinize bir sorun bakalım; “nerede hata yaptım acaba?”diye.

Şemsettin ÖZKAN

22.04.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.