NE DÜNYADAN SAFA BULDUK NE EHLİNDEN RECAMIZ VAR NE DERGAH-I HUDA’DAN MAADA BİR İLTİCAMIZ VAR

(Toplumsal İlişkiler 1213)

اِعْلَمُٓوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزٖينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِؕ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰيهُ مُصْفَراًّ ثُمَّ يَكُونُ حُطَاماًؕ وَفِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌۙ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌؕ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
“Biliniz ki dünya hayatı, (aslında sadece bir) oyun ve oyalanma (süreci), ziynetlenme (zevklenme) ve aranızda övünme (vesilesi) ve daha çok mal ve çocuk sahibi olma hevesinden ibarettir. Bu ise şu yağmura benzer ki, onun 
(topraktan) bitirdiği yeşillikler, (önce) ekincilerin hoşuna gitmektedir. Ama bu bitkiler, (düşünün ki daha) sonra (meyve vermeden birden) kuruyuverecek ve sapsarı olduğu görülecek, ardından çer çöp olup gidecektir. Ahirette ise, (kulluğunu görevlerini unutup dünyaya dalıverenleri) çetin (ve sonsuz) bir azap (beklemektedir; dünyalıklarını Allah’ın emirlerine uygun olarak kazanıp O’nun yolunda harcayanlar için ise) orada Allah’ın rızası ve afv edip bağışlaması vardır. Dünya hayatı, sadece aldatıcı bir geçimlikten (ve geçici bir süreçten) ibarettir.” (Hadid/20)

Nef’i; “ne dünyadan safâ bulduk ne ehlinden recâmız var ne dergah-ı hudâ’dan maada bir ilticamız var” derken, şunu anlatır bize; “ne dünyada bir gönül rahatlığı, huzur bulduk ne de dünyadakilerden bir beklentimiz, isteğimiz, ümidimiz var. Allah’ın yüce eşiğinden başka sığınacak bir yerimiz yok.”

              Bu dünyanın en önemli özelliği hiç kimsenin içinden sağ çıkacak olmaması. Bu yüzden geçici iskanla şimdilik bu mavi gezegende bulunuyoruz. Yani anlayacağınız kalıcı değiliz burada. Böyle bir yerde insan ne kadar huzur bulabilir ve mutlu olabilir ki? Bir kere bu dünyanın tek gerçeği ölüm olgusu değil mi? O zaman bu yerde misafir olduğunun bilincinde olan bir insan buraya bel bağlayabilir mi? Bağlayan da ancak kendisini aldatmış olmaz mı?

               Ya bu geçici yerin sakinlerinden neyi beleyip, ümit edeceksin ki? Böyle bir yerde yaşayanlardan da çok şeyler beklemek aptallık olmaz mı? Dünya bir heveslenme yeriyse, orada yaşayanlarda o hevese, duyguya kapılmaya namzetse ki, öyledir, onlardan neyi umacağız, neyi bekleyeceğiz?

               O halde yapılması gereken, bu dünyanın geçiciliğinin bilincinde olarak hareket edimeli, asıl ebedi yurt olan ahirete, bu dünyadan tedarikli gitmeye azami çaba gösterilmelidir.

Şemsettin ÖZKAN

22.10.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.