(Toplumsal İlişkiler 818)
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِؕ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Al-i imran/104)
Nazım Hikmet; “insan insana iyi gelmeli, gelmeyecekse hiç gelmemeli” derken, insanın olumlu yanının anlaşılabileceğini, lakin olumsuz yanının asla çekilmez olduğunu anlatır aslında.
Evet din, ahlak ve hukuk normları her zaman insanın insana iyi gelmesi noktasında kurallar koyar. Örneğin sevgili Peygamberimiz; “insanların en hayırlısı insanlara faydası olandır” buyururken insanın kalitesinin ancak insana iyi gelmesiyle anlaşılabileceğine vurgu yapar. Yukarıda geçen ayet de yine hakeza aynı şeyi anlatır.
İnsan olmanın zirvesi iyilik yapmaktır. İnsanlara iyi gelmektir, iyilik tarafından yaklaşmaktır. Sevgiyle karşıdakini anlamaya çalışmaktır. Sevmek demek insana değer vermek demektir. Değer veren insanı karşısındaki de sever. Sevmek yüce Yaratıcı’nın bu alemde canlılara bahşettiği en büyük nimettir. Bu nimetin kadrü kıymetini bilmek lazım.
İnsanın büyüklüğü nereden anlaşılır? Sözlerinden mi? Hayır. Yaptıkları onun nasıl biri olduğunu ortaya koyar. İnsanın kendisini bulmasının yolu Gandi’nin dediği gibi insanın kendini başkalarının hizmetinde kaybetmesidir. İnsan birilerine iyi gelecek ki kendisi de iyi ve mutlu olsun. Bir insanın yüreği, insanları kötülüğün bataklığından çekip çıkarmak ve onlara faydalı olmak için çarpmıyorsa, o kalp viranelik değil de nedir?
Şemsettin ÖZKAN
21.09.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com