(Toplumsal İlişkiler 579)
اِنَّ الدّٖينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُࣞ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذٖينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْياً بَيْنَهُمْؕ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَاِنَّ اللّٰهَ سَرٖيعُ الْحِسَابِ
“Gerçek şu ki, Allah katında kabul gören ve insanoğlunu dünya ve âhirette mutluluğa ulaştıracak yegâne din, kişisel çıkarları, arzu ve ihtirâsları terk edip Allah’ın hükmüne kayıtsız şartsız boyun eğerek barış, esenlik ve güvenliğe ulaşmak anlamına gelen ve bütün Peygamberlerin insanlığa getirdikleri mükemmel bir hayat nizamı olan İslâm’dır. İşte, Âdem’den bu yana, bütün Peygamberlerin insanlığa tebliğ ettiği tek din, budur. Ama ne var ki:
Kendilerine daha önce Kitap verilenler, onlara ilim ve hikmet dolu ayetler geldikten sonra, sırf aralarındaki çıkar çatışmaları, kin, ihtirâs, azgınlık ve çekememezlik yüzünden hakîkati inatla reddederek din konusunda anlaşmazlığa düştüler. Böylece her ümmet, bir sonraki Peygamberi inkâr etti. Bununla da kalmayıp, Peygamberlerin getirdiği inanç sistemini terk ederek, onun yerine kendi uydurdukları hurâfeleri din hâline getirdiler. Nihâyet Allah, Son Elçiyi göndererek hakîkati yeniden ve açıkça ortaya koydu. O hâlde, her kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, şunu iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir!” (Al-i imran/19)
Din akıl sahiplerini Peygamberlerin bildirdiği gerçekleri benimsemeye çağıran ilahi kanun, adet, şeriat, yol ya da toplumsal yaşam biçimi diye adlandırılmıyor mu?
Tüm Peygamberler tarih boyunca insanlığı İslam’a yani Allah’a kul olmaya, sadece ve sadece O’nu ilah olarak kabul etmeye çağırdılar. İnsanların Müslüman (Allah’a teslim olması) için çaba sarfettiler. Kendilerinin de Allah’ın elçisi olduğunu anlattılar.
Bu yüzden bu Peygamberlerin hepsine bir Müslüman iman eder. Bu süreci Hz. Adem’den başlatır ve Hz. Muhammed (s.a.v) ile bitirir. En sonda da karar kılar.
Bir Müslümanın toplumsal yaşam biçimi de ancak İslam olabilir ve buna göre hayatını dizayn edebilir. Yoksa Marksizme, kapitalizme veya başka toplumsal yaşam biçimlerine göre hayatına yön veremez. Onun hayatına ancak İslam şekil verebilir. Çünkü o Müslümandır yani sadece Allah’a kul olandır. Kula kulluk etme onun kitabında yoktur. Hakiki özgürlüğün Hak’ka tutsak olmaktan geçtiğinin şuurundadır.
Zaten ona “Allah katında yegane din İslam’dır” demiyor mu kutsal kitabı Kur’an? Bundan başka bir yol mu var? Ya bu toplumsal biçiminin tamamına iman edersiniz ya da işinize gelen taraflarını alıp, işinize gelmeyeni atarsanız bu din ya da toplumsal yaşam biçimi olmaktan çıkar.
Ama gelin görün ki çağdaş dünyanın Müslümanlığı sadece ölüp giderken cenaze törenini İslam’a göre şekillendirebilmiş.
Şemsettin ÖZKAN
17.01.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com