AH DİLİM SÖYLEDİKLERİN YÜZÜNDEN KALPLER DİLİM DİLİM SÖYLEMEDİKLERİN YÜZÜNDEN DE KALBİM

(Toplumsal İlişkiler 441)


يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيراً مِنَ الظَّنِّؗ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًؕ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُؕ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَحٖيمٌ
Ey iman edenler! Aşırı zandan kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Günah olan zan, asılsız tahminlere, evhamlara dayanarak insanları suçlamak veya cezalandırmaya kalkışmaktır. O hâlde, ne kadar çok zanla hareket ederseniz, yanılıp günaha girme ihtimaliniz de o derece artacaktır.
Bir de,
evleneceği kişinin durumunu araştırma veya büyük suçluları takip etme gibi meşrû bir sebebe dayanmadıkça, birbirinizin mahrem yönlerini araştırmayın ve olası bir haksızlığı engellemek amacıyla evlilik, iş ortaklığı ve benzeri konularda taraflara önbilgi vererek uyarma veya şâhitlik yapma durumu hariç, lüzumsuz yere insanların kusurlarını sayıp dökerek birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Hiçbiriniz, bir başkasının arkasından onun hoşlanmayacağı sözler söylemesin. İçinizden hanginiz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır? İşte bundan tiksindiniz değil mi? Oysa gıybet, bundan daha tiksinti verici bir günahtır! Öyleyse, Allah’tan gelen ilkeleri çiğnememe konusunda son derece titiz ve dikkatli davranın, dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden sakının! Allah’ın rahmetinden de hiçbir zaman ümidinizi kesmeyin! Doğrusu Allah, içtenlikle yapılan bütün tövbeleri kabul edendir, çok ama çok merhametlidir.” (Hucurat/12)

Hz. Mevlana; “ah dilim söylediklerin yüzünden kalpler dilim dilim, söylemediklerin yüzünden de kalbim” demekle ne anlatmak ister acaba? Dilin afetleri çok mudur? Neden bir başka organımız değil de dilimiz bizi bizi yaralıyor?

Bu soruları daha da çoğaltabiliriz. Hani duymuşsunuzdur Lokman Hekim’in o meşhur hikayesini. Rivayete göre Hz. Davud, Lokman hekimden koyun kesmesini ve koyunun en iyi yerlerini kendisine getirmesini ister. Lokman hekim koyunu keser ve dili ile yüreğini Hz. Davud’a götürür.

Başka bir zamanda Hz. Davud, Lokman hekimden yine bir koyun kesmesini ister ve bu sefer koyunun en kötü yerini kendisine getirmesini söyler. Hz. Lokman yine koyunun yüreği ile dilini Hz. Davud’a götürür. Hz. Davud, Lokman Hekime neden bunu yaptığını sorar. Lokman Hekim, iyilik için kullanıldığı zaman dil ve yürekten daha iyi bir şey yoktur, kötülük için kullanıldığında da, yine dil ve yürekten daha kötü olan başka bir şey yoktur der.

Şunu iyi bilirsiniz değerli dostlar! Sevgili Peygamberimiz “iki dudağının arası ile iki bacağının arasını garanti edene cenneti vaad etmiyor mu?” Ama ne yazık ki böyle babayiğitler ortalıkta pek gözükmüyor. Bu yüzden de bir şekilde insanların yolu cehennemden geçiyor.

Hz. Pir’in; “…dilim dilim. Söylemediklerin yüzünden de kalbim” dediği sözünün ikinci kısmı hepten enterasan. Çünkü insanoğlu illaki söyleyecek söylemeden duramıyor. İçi rahat etmiyor bir şekilde içini dışına vuracak, karşısındakinin hatalarını görecek ama kendini görmeyecek. Ya da karşısındaki hata edecek onu söylemeden duramayacak. Ama o iki dudağını mutlaka ileri geri çalıştıracak olumsuzluklar dilinden dökülecek. Bu yüzden her doğrunun bile her yerde söylenmemesi gerektiğine dair söze canı gönülden katılıyorum.

Şemsettin ÖZKAN

22.08.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir