ZAMANI SORDUM İBNİ HALDUN’A “BEKLEYİNCE YAVAŞLAR” DEDİ

(Toplumsal İlişkiler 737)

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللّٰهُ وَعْدَهُؕ وَاِنَّ يَوْماً عِنْدَ رَبِّكَ كَاَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ
Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.” (Hac/47)

Sosyal medyada kaynak kişisi Kenan Cengiz yazan bir söz çok hoşuma gitti şöyle diyor: “Zamanı sordum İbni Haldun’a; “bekleyince yavaşlar” dedi “gecikince hızlanır üzülünce can yakar mutlu olunca kısalır acı çekince bitmek bilmez sıkılınca uzar.”

Doğrusu izafiyet (zamanın göreceliği) teorisi bu kadar sözlere dökülemezdi. Teorinin tanımını yapmaktan ziyade Mayıs 2022’de ziyaret ettiğim Kahramanmaraş Afşin’deki mağarada üçyüz küsur sene uyuyup yeniden uyanan ashab-ı kehf’in (mağara arkadaşlarının) hikayesi örneğiyle zamanın göreceliğini anlamaya çalışalım.

Ayet şöyle buyuruyor: “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar.” (Kehf/25) Niçin acaba Cenab-ı Hak doğrudan doğruya 309 sene dememiştir de “300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar” buyurmuştur? İşte bu ifadede ki hikmet zamanın geçmesi ve modern ilmin gelişmesiyle ancak keşfedilebilmiştir. O da şudur: bilindiği gibi güneş yılı yaklaşık 365, ay yılı ise 355 gündür. Arada 10 günlük bir fark vardır. Bu demektir ki 33 sene de bir, ay yılı güneş yılına göre bir senelik fark yapmaktadır. Güneş yılı 33 iken, ay yılı 34. yılına girmektedir. Bu, yüz senede 3 sene, 300 senede ise 9 sene fark demektir. Kısacası güneş yılı 300 seneyse, ay yılı 309 senedir.

İşte Kur’an’ın işaret ettiği bu sırrı ancak çağımızın insanları anlayabilmişlerdir. Ayet bize sadece bir olayı anlatmakla kalmamış, izafiyet teorisini ve güneş yılı ile ay yılı arasındaki farkı da göstermiştir.

Şemsettin ÖZKAN

01.07.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-ilmedavet.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.