(Toplumsal İlişkiler 1053)
اَللّٰهُ يَتَوَفَّى الْاَنْفُسَ حٖينَ مَوْتِهَا وَالَّتٖي لَمْ تَمُتْ فٖي مَنَامِهَاۚ فَيُمْسِكُ الَّتٖي قَضٰى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْاُخْرٰٓى اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Allah, insanların ölümleri anında ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirir. Ölmeyenin de uykularında ruhlarını alarak ölü gibi uyutur. Uykuları sırasında ölümlerine hükmettiği ruhları kudret elinde tutar, diğerlerini de belirli vâdeye kadar serbest bırakır. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, bunda Allah’ın sınırsız kudretini, kurduğu düzeni, yüce hikmetini gösteren âyetler, deliller var.” (Zümer/42)
Gece ve uyku. Birbirini tamamlayan ikili. Gelin görün ki uykusuz geceler nelere gebe nelere. Gecenin sırlarına da mutlu uyuyanlar değil, mutsuz uyanıklar vakıf olabiliyor. Bu yüzden
Hz. Mevlana’nın; “vur uykumu zincirlere vur, geçmesin anlar… Varmaz gecenin farkına, varamaz uyuyanlar” sözünü yabana atmamak gerekir. Sözümüz zamanında yatıp kalkan düzenli uyuyan ve gecenin bir kesitinde kalkanlara değil.
Geceler bir çok şeyi gizler. Çirkini bile ambalajlayıp, paketleyip güzel gösterebilirler gecenin karanlığında ve loş ışıklarında. Gece budalalıkları örtmekten de çok hoşlanır. Kim demiş geceler sadece uyumak için falan diye. Ah o geceler yok mu? Sevgilinin endamını olduğundan daha güzel, derdini daha büyük, sevincini daha küçük ve insanın düşmanını daha güçlü göstermesi yok mu? Hep süsleme, bezeme, gizleme ve sürekli bir düzen kurma peşinden koşmalar, hepsi bu.
Ama tüm bunlara rağmen içimi ısıtan geceye dair bir zaman dilimi vardı ki umut aşılıyordu bana. Bir gece ansızın gecenin saat yirmi dördünde, Nur Dağı’ndaki Hira Mağarasına gittim. Allah’ın sevgili elçisi acaba, Alak Suresi ilk beş ayetini en büyük melek Cebrail (a.s)’dan nasıl işitti diye? Duyguları o an nasıldı? Neler hissetti, korkusu, edebi, kalbinin hızlıca çarpmasıyla dopdolu o geceyi dar olan mağaranın içinden iki kayanın aralığından Kabe’ye bakarak öylece hüzünlü hüzünlü, anlamaya çalıştım gerçeklere tanıklık eden gecenin baş döndürücü sarhoşluğunda olup bitenleri.
Emil Michel Cioran’ın dediği gibi; “ve gece yarısından sonra başlar tehlikeli hakikatlerin baş döndürücü sarhoşluğu.” Gece olunca hava kararır ya beynindeki o düşünceler? Alevlenir de alevlenir, öyle bir an gelir ki, ışığından kalbiniz kör olur. Zamanla da tek dostunuzun gece olduğu vehmine kapılırsınız. Kendinize ve başkalarına yapabileceğiniz kötülükleri düşünmeksizin doğmuş olma talihsizliğini kurcalar durursunuz, şayet iyi bir insansanız. Lakin kötüyseniz Şeytana papucunu ters giydirirsiniz.
Felak Suresinde وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ “karanlık bastığı zaman gecenin şerrinden” denilmesi boşuna değildir. İnsanı hariçten kuşatan sıkıntılardan Allah’a sığınması öğretilir bu surede. Gizli planlar, kötülüğe odaklanmak karanlıklarda daha uygundur. Ama geceyi avantaja çevirenler başka. Teheccüd, dua, tefekkür, zühd, takva, edep, incelik, haz, tövbeyle gelen gözyaşları uykusuz gecelerde bambaşka.
Şemsettin ÖZKAN
15.05.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com
Daha önce araştırıp pek Türkçe kaynak bulamadığım sorundu Elinize sağlık eminim arayan çok kişi vardır.