(Toplumsal İlişkiler 704)
فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبّٖٓي اَكْرَمَنِؕ
وَاَمَّٓا اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبّٖٓي اَهَانَنِۚ
“Fakat (maalesef) insan böyledir; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirmek üzere ona (mal, makam, sağlık ve saygınlık gibi) ikramda bulunsa ve nimet (fazilet) ihsan buyursa “Rabbim bana ikram etti” diyerek (sevinip ferahlanır).” (Fecr/15)
“Ama ne zaman ki onu sınamak (üzere, biraz) rızkını (ve rahatını) kısıverse, hemen “Rabbim bana hainlik ve haksızlık etti (bak böyle hakir ve fakir hale getirdi)” diyerek (itiraz ve isyana kalkışır).” (Fecr/16)
Hayat dediğimiz şu âlemde bazen meydan olur at olmaz, at olur yiğit bulunmaz. Herşey yolunda gitmeyebilir.
Divan edebiyatının ünlü şairi Fuzuli; “sevdiğin şeylere sahip değilsen, sahip olduğun şeyleri seveceksin” derken insanın bu ikircikli haline vurgu yapar. Nice insanlar bilirim sevdiklerine sahip değil, ya da onları kaybetmiş. Perişan bir halet-i ruhiye ile bu âlemde gezer dururlar.
Aklıma gelen bir hadiste sevgili Peygamberimiz;
“Sizden biriniz mal ve halk (evlat) hususlarında kendisinden üstün olan kimselere baktığında bir de kendisinin üstün olduğu daha aşağı kimselere baksın”(Müslim, Zühd, 8) buyuruyor. Yani sahip oldukların ve olamadıklarına nasıl davranman gerektiği noktasında yol haritası sunuyor sana.
İnsanın en çok cefa çektiği de ne hikmetse sevdiği biri oluyor ama kavuşamıyor. İnsanın dengesi dünyası altüst oluyor. Çıkmaz sokaklara dalıp kayboluyor. İşte burada üstad Fuzuli bize bir yol gösteriyor arkadaş üzülme, sevdiklerine sahip olamıyor musun? O halde sahip olduklarını sev de mutluluğun kapısını arala diyor. Sevmekten ne çıkar ki, bir tarafın eksilecek hali yok. Takıntı (obsesyon) yapma, geçmişe takılma yeni rotalar çiz kendine diyor.
Şemsettin ÖZKAN
25.05.2022 DOĞANŞEHİR
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com