SANMA EY HÂCE Kİ SENDEN ZER Ü SİM İSTERLER YEVME LA YENFEU DA KALB-İ SELİM İSTERLER

(Toplumsal İlişkiler 251)


يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَۙ
اِلَّا مَنْ اَتَى اللّٰهَ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍۜ
O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!” (Şuara/88)
Ancak Allah’ın huzuruna tertemiz bir kalple gelenler kurtulur!”
(Şuara/89)

Kalb-i selim deyince aklımıza tertemiz bir vicdan, sağduyu ve bozulmamış saf bir kalp gelir. Bağdatlı Ruhi(ö.1605) 13 beyitlik o muhteşem gazeline şöyle başlar:

Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler

Yevme la yenfeu da kalb-i selim isterler.

Yani demek ister ki; “ey efendi sanma senden altın gümüş isteyecekler./ Hiçbir şeyin fayda vermediği günde tertemiz kalp isterler.”

Müfessirler, 89. âyette “temiz bir kalp” diye çevrilen “kalb-i selîm” tamlamasını şu mânalarda yorumlamışlardır:

Şirk ve şüpheden arınmış, iman esaslarına samimiyetle inanmış, mânen sağlıklı (İbn Kesîr, VI, 159), kötülüklerden korunmuş (Esed, II, 749), sünnete gönülden bağlı olup bid‘atlardan uzak duran, mal ve evlât sahibi olduğu için şımarmayan bir kalp (Şevkânî, IV, 103).

Râzî’ye göre bu konudaki görüşlerin en doğrusu, kalb-i selîmi, “Cehaletten ve kötü huylardan arınmış kalptir” diye tanımlayan görüştür. (XXIV, 151)

Hz. Mevlana; “selam olsun, yanımda olmadığı halde yanımda ve canımda olana,” derken tertemiz bir kalpten söz eder. İnsanlar hakkında bir hüküm verirken de sevgili Peygamberimizin her zaman kalb-i selim ile hareket etmemizi öneren o muhteşem sözü, kulağımıza küpe olmalıdır:

Kalbini mi açıp baktın?”

Hz. Ali efendimiz “elbiseleriniz eski de olsa kalpleriniz yeni ve temiz olsun,” buyururken işaret ettiği yine kalb-i selim, yani tertemiz bir kalbe sahip olmadır.

Tuna Kiremitçi mona yayınlarından çıkan “En Sağlam Direniş Kalbi Temiz Tutmak” adlı kitabı, tanıtım bülteninde şöyle özetlenmiş sanki;

En sağlam direniş kalbi temiz tutmak” dedi:

Ne kadar düşünsen boş, cevaplar zihinde değil kalpte.”

İbnü’l Arabî ya da Victor Hugo’nun olduğu söylenecekti bu sözlerin;

Mevlana’nın ne hikmetse gözden kaçmış vecizeleri ya da.

Oysa, içimdeki konuşuyordu:

İçinde, hiçbir gürültünün elinden alamayacağı bir sessizlik var.

O, senin mutluluğun.”

Hem bendim bu sözlerin sahibi hem de o yabancıydı.

Bildim bileli derinlerimde konuşan, tanımadığım.

Alın size bir akl-ı selim düşüncesi. Ne kadar hoş bir temenni. Kalbin en temiz hali. “Bir de iyilik virüsü çıkmış olsa. Herkes kendindeki bu güzelliği başkasına bulaştırsa. Kaçmak ve saklanmak yerine iyiliği yaymak için çabalasa.”

Akl-i selimi en iyi yorumlayanlardan biri de rahmetli Mahmud Esad Coşan’dır:

Her akıl kıymetli değil, aklı selim kıymetli. Herkesin bir zevki var ama her zevk kıymetli değil, zevki selim kıymetli. Herkesin bir hissi, bir duygusu, bir sezgisi var. Her his kıymetli değil, hissi selim kıymetli.Hepsinin selim olmadı lazım. Selim ne demek?“Hastalıktan, sakatlıktan, terslikten, acayiplikten kurtulmuş olmak” demek.

Konuyu üstat Necip Fazıl’ın Sahte Kahramanlar adlı eserinden alıntı ile noktalayalım:

Akıl kendisini teslim eder, teslim olduktan sonra ona gerçek akıl iade olunur ve şimdi akılla düşün, denilir.
Tâbi akılla, metbu akılla değil…
Tâbi olunan akıl değil, tâbi olan akıl…
Ona “Akl-ı selim” derler. İşte bütün incelik buradadır.”(s.48)

Şemsettin ÖZKAN

08.02.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranvemeali.com

3-idefix.com

4-1000kitap.com (Mahmud Esad Coşan, Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz, sh. 264 alıntı)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.