KUM TANESİYİM AMA ÇÖLÜN DERDİNİ TAŞIYORUM

(Toplumsal İlişkiler 816)

وَكَاَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَۙ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثٖيرٌۚ فَمَا وَهَنُوا لِمَٓا اَصَابَهُمْ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ وَمَا ضَعُفُوا وَمَا اسْتَكَانُواؕ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الصَّابِرٖينَ
“Nice peygamberlerle birlikte birçok Allah dostları savaştılar. Allah yolunda, İslâmî hayatı yaşarlarken başlarına gelenlerden dolayı yılgınlık göstermediler. Zaafa düşmediler. Boyun eğmediler. Allah sabrederek mücadeleye devam edenleri sever.” (Al-i imran/146)

Kum ve çöl… Birbirini tamamlayan iki unsur. Kum yoksa çöl de yoktur, çöl yoksa kum da. Adeta et ve tırnak gibiler sanki. Birinden söz ederken diğerinden söz etmemek olmaz.

Mevlana İdris Zengin “Kum” şiirinde şöyle seslenir: Bir kum tanesiyim ama
Çölün derdini taşıyorum

Rüzgâr her sabah ayrı bir şarkıyla geliyor
Atım vefadandır
Hiç kımıldamıyor
Ben varım rüzgârlar harab
Ben varım çöl yerinde kalıyor

Sevgilim
Gücümü ölçme benim.

Sakın kum deyip de hafife alma. O çölün derdini taşıyor çünkü. Kararlı mı kararlı üstelik. Hz. İbrahim’e yakılan ateşi söndürmeye giden karınca ve kuşun halini düşünün. Küçücük ağızlarında bir damla suyla koskoca ateşi söndürmeye. Tarafını belli etmiş, çölün derdini taşıyanlar. Sakın onların gücünü ölçmeye kalkmayın; “küçücük ağzınızla bu devasa ateşi söndüreceksiniz öyle mi?” demeyin.

Şemsettin ÖZKAN

19.09.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-sercelerinsarkisi.tumbir.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.