(Toplumsal İlişkiler 523)
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلٰى شَاكِلَتِهٖؕ فَرَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ اَهْدٰى سَبٖيلاًࣖ
“Kur’an’ın yol göstericiliği olmaksızın mutluluğa ulaşabileceklerini sanan gâfillere de ki: “Herkes kendi içinden gelen eğilimlere, alışkanlıklara, ruh hâline göre bir yol çizer ve bunun en doğru yol olduğunu iddia eder; böylece her toplum, farklı bir inanç, ahlâk anlayışı ve dünya görüşü benimseyerek bu inanç doğrultusunda davranışlar geliştirir, kendi mizacına uygun tarzda hareket eder. Fakat herkes kendi mizacına uygun gelen yolu tutmakla, insanlığı kurtuluşa iletecek doğru yolu tutmuş sayılamaz. Çünkü içinizden kimlerin doğru yolu izlediğini en iyi bilen ve hangi yolun izlenmesi gerektiğine karar veren Rabb’inizdir.” (İsra/84)
İsmet Özel; “keşke aramızdaki mesafeler sadece kilometrelerce ölçülen cinsten olsaydı” derken insanların mizaç ve karakterlerinin çeşitliliğini ve aralarındaki sorunları çözmedeki zorluğa işaret eder.
İnsan bir dünyadır, dünya içinde dünyalar vardır. Bunların herbiri kendi yörüngesinde yüzerler. Sorunlar yumağı oluştururlar kalabalıklar içinde yalnızları oynarlarken. Ölçüp biçemezsin de yaptıklarını. Çünkü her bir tavır ve tutum başka başka neticeler verir. Bir türlü ortalamayı tutturamazsınız. Bakmayın siz psikologlara, psikiyatristlere, hiçbir insanın davranışı birbirini tutmaz. Çözüm ürettik dedikleri, derdi biraz daha yaygınlaştırıp, yaymaktan öteye gitmez. Ha öyle bir ilim var mı var, ama yüzde yüz sorunu, problemi giderme diye birşey maalesef yok. Matematik gibi konuyu ele alıp psikolojik meseleleri halledebilme imkanından maalesef yoksunuz.
Yukarıda geçen ayette; “mizaç ve karakter” diye çevrilen şâkile kelimesi “tabiat, âdet, din, ahlâk, niyet, seciye” gibi mânalara gelir (Elmalılı, V, 3197). Buna göre âyet önemli bir psikolojik gerçeğe işaret etmektedir. Zira insan davranışlarının temeli, onun ruhsal yapısındaki psikolojik eğilimlerdir. Bu eğilimlerin oluşmasında insanın yaratılıştan sahip olduğu karakter yapısının yanında geniş anlamıyla eğitim öğretimin de tesiri vardır. Dinî inanç ve telakkilerle ahlâkî erdemler yahut erdemsizlikler de psikolojik eğilimlerin oluşması ve gelişmesinde iyi veya kötü yönde tesir eder. Bu durumda doğru yol, Allah’ın hükümleri çerçevesinde doğru bir eğitimden geçmiş; ruhî ve ahlâkî melekeleri, duygu ve düşünceleri, inanç, irade ve ahlâkı Allah’ın rızâsına uygun bir çizgide oluşmuş insanların tuttuğu yoldur. Sonuçta kullarının durumunu, yani –özellikle ebedî kurtuluş bakımından– kimin iyi yolda, kimin kötü yolda olduğunu en iyi Allah bilir. Onun için insanın temel kaygısı Allah’ın rızâsına uygun yaşamak, O’nun doğru diye tanımladığı yoldan gitmek olmalıdır. (Kur’an Yolu Tefsiri C:3 S: 516)
Şemsettin ÖZKAN
22.11.2021 DOĞANŞEHİR
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com