İNSANLARA FAYDASI OLMAYANI ÖLÜLERDEN SAY GİTSİN

(Toplumsal İlişkiler 1434)

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِؕ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“İçinizden, insanlığı hayra çağıran, Kur’an’ın ortaya koyduğu evrensel adâlet ölçüleri çerçevesinde iyiliği emreden ve 
kötülükleri önlemeye çalışan yönetme ve yönlendirme yetkisine sahip bir topluluk bulunsun. İşte gerçek anlamda mutluluğa ve kurtuluşa erenler, bunlardır. Eğer bu görevi yerine getirmeyecek olursanız, sizden öncekilerin başına gelen felâketler, sizin de başınıza gelebilir.” (Al-i imran/104)

Hz. Ali (r.a) efendimizin; “insanlara faydası olmayanı ölülerden say gitsin” sözündeki derinliğe dikkatlerinizi çekmek istiyorum. İnsanların yararına çalışmayanlar yok hükmündedir.

           Sadece kendini düşünen, eşini, arkadaşını, evladını, anasını babasını, akrabasını, komşusunu kollamayan ölüdür.

            Bireysellikten, toplumsallığa evrilen bir açılımı vardır bu sözün. Halkını, tebasını düşünmeyen amir hükmünde olanlar da bundan nasibini alıyor, yönetim kadrosunda olanlar da kulak kabartsınlar Hz. Ali efendimize.

            Öyle kuru kuru sadece; “halka hizmet Hakk’a hizmet” demekle kalmayıp bunu eyleme dökmek gerekiyor. Halka hizmet deyip, kendilerine hizmet edenlere de, bu sözden bir pay düşüyor.

            Bir de toplumu ifsad eden (bozan) kötülüğü yayan, teşvik eden çeteler vardır. Dün örneğin Semud kavmi vardı. Salih Peygambere karşı gelip kayanın içinden bir deve çıkarırsan sana inanırız demişler lakin inanmamışlardı. Üstüne üstlük bir de o deveyi öldürmüşlerdi. Kimse de bu kötülüğü önlemede bir çaba göstermemişti.

“O şehirde (Medine’de ve her Medeniyette ve Memlekette)

DOKUZ’LU BİR ÇETE (halkı ezmek ve zulüm düzenini sürdürmek üzere fikren ve fiilen işbirliği yapan dokuz ayrı şebeke) vardı, ki onlar yeryüzünde (ve ülkelerinde fesat) bozgunculuk çıkarıyorlar (dirlik-düzen bırakmıyorlardı), ıslah (ve iyilik) tarafına ise hiç yanaşmıyorlardı.”(Neml/48)

            Aynı durum Lut kavmi için de söz konusuydu. Sodom ve Gomera kentlerinin içindeki fuhuş çetelerini önlemede maalesef yine insanlar sınıfta kaldı. Azap kaçınılmaz oldu:

“Lut’u da, erkek erkeğe sapık ilişkilere giren azgın bir toplumu uyarması için görevlendirmiştik. Hani o, halkına şöyle seslenmişti: “Ey halkım! Sizden önce dünyada hiç kimsenin yapmadığı bir hayasızlığı mı yapıyorsunuz?” (Araf/80)

“Aman Allah’ım! Demek siz kadınları bırakıyor da, cinsellik arzunuzu tatmin etmek için erkeklere yöneliyorsunuz, öyle mi? Doğrusu siz gerçekten sınırı aşmış bir topluluksunuz!”(Araf/81)

           İnsanlara iyiliği sunmayan, kötülüklerden kaçındırmayan her kim olursa onları da helak olanlardan veya ölülerden saysak herhalde doğru yapmış oluruz.  

Şemsettin ÖZKAN

30.05.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.