(Toplumsal İlişkiler 1549)
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِ وَالَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُباًّ لِلّٰهِ وَلَوْ يَرَى الَّذٖينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَمٖيعاً وَاَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعَذَابِ
“(Buna rağmen) İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını (O’na) ’eş ve ortak’ tutanlar (ve bazı kulları tanrı gibi kutsayanlar) vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi sevmektedirler. (Halbuki)
İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri (herkesten ve her şeyden) daha kuvvetli ve şiddetlidir. (Başkalarına Allah’tan daha çok sevgi ve saygı göstermekle) O zulmedenler (insanları Allah’tan üstün gören ve İlahi kanunların uygulanmasını engelleyen zalimler), azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah’ın olduğunu ve Allah’ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi (ve düşünüp anlasalardı)…” (Bakara/165)
İmam-ı Gazali hazretleri; “insanda Allah sevgisi olmazsa, başka şeylere karşı sevgisi artar” derken, aslında Allah’a kul olmayanların başka varlıklara kul olduklarına gönderme yapar bir bakıma.
Öyle değil midir üstad Necip Fazıl’ın “hakiki hürriyet Hakk’a esarettir” dediği gibi. İnsan Allah’a karşı sevgisi kıt olursa, gönlünde başka sevgileri barındırır.
Ahmed er-Rifai devamlı olarak; “kalp, Allah’ın iki kudret parmağı arasında atar durur. Öyleyse, Allah’dan, kalbleri kendi sevgisi ve dîni üzerinde sabit kadem eylemesini isteyiniz. Dost olarak Allah kâfidir” dermiş.
Hz. Mevlana şöyle der: “Gönlünde Allah sevgisi arttı mı bil ki, Allah da seni sevmektedir.” Bunun anlamı şu, sen Allah’a bir adım yaklaşırsan O sana on adım yaklaşır. Sen O’na yürüyerek gidersen O sana koşarak gelir. Seni irade sahibi bir varlık olarak yaratmış. Sen iradeni ortaya koyarak O’nu iste ve O’na yönel ki, seni sevsin. O’nun rızasını hoşnutluğunu kazanmak için çaba göster ki, bu gayretlerine karşılık versin. Sen yeter ki iste. Gerisini O’na havale et! Çünkü O vedud, yani kullarını en fazla seven, en fazla sevilmeye layık olandır.
Sevgilinin öyle birden fazla bir şey olduğunu mu zannediyorsunuz? Sevgili sevginin asıl kaynağı olan tek olan, bir olan Allah’tır. Erich Fromm sevginin kaynağının Tanrı sevgisi olduğunu anlatır “Sevme Sanatı” adlı eserinde.
Hz. Mevlana; “sevgili tek olandır. Gelişin de O’ndandır, dönüşün de O’nadır. O’nu buldun mu, O’nda kalırsın” derken vurgulamaya çalıştığı da yüce Yaratıcı’ya olan derin sevgidir. İnsanların her önüne gelene; “Aşkım, bir tanem” sözlerini rastgele sarfetmeleri aslında israftan başka birşey olmadığını söylememe bilmem gerek var mı? Kim bir tane var yaratılmışlar içinde? Kim en çok, çok, çok tapılacak derecede sevilmeye layık? Kim? Kim? Yüce Yaratan’dan başka çok sevilmeye layık olan var mıdır?
Hz. Mevlana; “hayat Leyla’yla geçer ama gönül Mevla’yı seçer. Leyla belki bırakıp gider ama ne biz Mevla’dan ne de o bizden vazgeçer” derken insanın yazgısını anlatır. İnsan görünürde Leyla ile yaşarken aslında Rabbine meyillidir. Eninde sonunda Mevla’sına kavuşur insanoğlu. Bir şekilde Mevla’sını bulur dikey gelemezse yatay gelir yeşil örtülü tabutlara sarınarak gelir ama mutlaka gelir. Çünkü son durak O’dur. Başka kapı yoktur. Kalpler de ancak O’nu anmakla tatmin olur.
Şemsettin ÖZKAN
22.09.2024 İNEGÖL
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-1000kitap.com
4-suskunduvar.com