(Toplumsal İlişkiler 1392)
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلٰى شَاكِلَتِهٖؕ فَرَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ اَهْدٰى سَبٖيلاًࣖ
“Herkes kendi mizaç, meşreb ve yaratılışına, benimsediği hayat tarzına göre, bilinçli, amaçla örtüşen niyete dayalı ameller işleyerek bir ömür geçirir. Rabbiniz, kimin doğru yolda olduğunu iyi bilir.” de.” (İsra/84)
Hz. Mevlana; “âlemde ne varsa dışında değil; senin içinde. Her ne ararsan dışarda değil, kendi içinde ara” derken niçin içsel bir yolculuk yapmaya çağırıyor bizi? En uzun yol değil midir insanın içi? Sonra her insanın mizacı, tıyneti, huyu, suyu, karakteri farklı değil midir? Neden aradığımız her şeyi dışarıda değil de içimizde aramalıyız? Sorular sorular hiç bitmeyen sorular…
Hallac-ı Mansur’un; “hayatın içinde sıkışıp kaldıysan, kapılarını dışarıya değil, içeriye aç” sözü de, bizi yine fetret dönemlerimizde, kalbimize, yani kendimize yönelmeyi tavsiye etmesi asla tesadüf değildir.
Bütün tasavvuf ehli bizi içimizde yolculuk yapmaya çağırır. Niyâzi-i Mısri; “Ben taşrada arar iken; ol, cân içinde cân imiş.” der.
Şeyh Gâlib Hazretleri, “Hoşça bak zâtına, zübde-i âlemsin sen.” derken aynı yollardan geçmemizi önerir. Ya bizim Yunus
farklı bir şey mi söyler? Der ki;“her ne ararsan kendinde ara; Kudüs’te, Kâbe’de, Hacda arama.”
Hayatın labirentleri arasında sıkışıp kaldıysan, ne tarafa gideceğini bir türlü kestiremiyorsan, kapılarını dışarıya değil, içeriye aç. Zira kalbin kapısının dışarıda tokmağı yoktur. O ancak içeriden açılabilir. Dışarıyı hiç zorlama. Her ne ararsan içeride ara.
Hace Bektaş Veli; “hararet nardadır sacda değildir. Kerâmet baştadır tacda değildir. Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs’te Mekke’de Hac’da değildir” derken, vardığı sonuç da aynıdır.
Şemsettin ÖZKAN
18.04.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.co