(Toplumsal İlişkiler 1315)
وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْؕ لَوْ اَنْفَقْتَ مَا فِي الْاَرْضِ جَمٖيعاً مَٓا اَلَّفْتَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ اَلَّفَ بَيْنَهُمْؕ اِنَّهُ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ
“Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.” (Enfal/63)
Bir sosyal medya paylaşımında yine kime ait olduğu yazmayan sözde şöyle deniyor; “hangimiz yoksul değiliz ki… Kimi sevgiden, kimi aşktan, kimi saygıdan, kimi de insanlıktan.” Yani yoksulluk dizboyu. Lakin bu yoksulluk mal, mülk ve para fakirliği değil. Bu gönül yoksulluğu.
Modern zamanlarda en çok yıpranan, tabana vuran nedir, sorusuna ‘sosyal ilişkilerimizdeki sevgi fakirliğidir’ desem, inanın dostlar yanlış olmaz. En yakınımızdan anne, baba, evlat ilişkisinden tutun da, en uzak sıradan bir insanla ilişki-lerde bile yaşadığımız sorun hep aynıdır; “Sevgi yoksulluğu.”
Çok değil daha yakın zamanlara kadar ceplerimiz dolu değildi, ama gönüllerimiz doluydu. Seksenler dizisi bu konuyu çok güzel işliyor. Azıcık ceplerimiz dolmaya başlayınca, bu sefer gönüllerimizi boşalttık. Para sarhoş naraları atınca insanlık sustu bre dostlar, mahpuslar koca kentlere dönüştü. İnsanlar evlerinde eşyalarıyla sevişirken, evlerimiz gurbet oldu. Ah nerede vah nerede nerde kaybettim onu acaba, sevgi ne? Sevgi bir şeye, ya da bir kimseye yakın ilgi, alaka duymaya yönelten duygu. Saygı ise birbiriyle olan ilişkilerinde kişi ve kurumların birbirlerinin farkında olduklarını tutum ve davranışlarıyla gösterdikleri nezakettir.
Ee şimdi sevgi saygı yok mu? Elbette var, ama azaldı, çoğalan sanal sevgiler, selfiyeler… Sosyal medyada döktürenlere bakıyorum da, annesini facebook’ta senede bir anneler gününde arayanlar, karısını dövüp dövüp de, sosyal medyada övgüler düzenleri, çocuğuyla doğru dürüst ilgilenememiş anneleri görünce, ben mi abartıyorum demekten kendimi alamıyorum. Gerçekten de dostlar sevgi yoksulluğu içimize bağdaş kurup, kalmamak üzere oturmuştur. Karnı açlardan çok daha tehlikelisi kalbi açlardır. Sevgi yoksulluğu tüm zamanların en tehlikelisidir insanlık için. Çağın vebasıdır yalın anlatımıyla.
İnsan ilişkilerinde bağlanma duygusunu geliştirebilme-miz için sevgi, saygı, şefkat ve merhamet gibi unsurları geliştirmemiz gerekir. Bu yüzden yakınlık ve ait olma hisleri başkaları ile münasebetlerimizde vazgeçilmez iki yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Sevgiden yoksun şu dünyada büyümüş kişiler (herkesi kast etmiyorum kendi kendimize özeleştiri yapalım diye, çalışan annelerin çocukları ya da çalışmasın fark etmez buraya alalım) yani sevgi yoksunu yetişenler, kendini güvenlikli ve kıymetli hissedemiyor maalesef. Bu derdi çözebilmek için de eksik olan sevgi yöntemine asla başvurmuyor. Eğer birine sevgiyle bağlanırsa onun kendini değersiz, ciğeri beş para etmez biri olduğunu keşfedeceğini sanıyor. Böylece ondan uzaklaşacağını zannediyor. Bu yüzden kendinin bilinmemesinin, keşfedilmemesinin daha uygun olacağı düşüncesiyle başlıyor diğer insanlarla arasındaki köprüleri atmaya, onlarla arasına duvar örmeye. Sosyal ilişkiler dumura uğruyor, zayıflıyor, sevgi alıp verme yok, sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler geliştirilemiyor. Karşı tarafın ilgisini hem çekmek hem de kendisinin değersiz, ciğeri beş para etmez biri olduğunun bilinmemesi için lider olma mekanizmasına başvuruyor. Böylece hem bilinmeyecek, hem de yönettiği kurum, gurup, aile ya da tek kişinin ilgi ve onayını alarak bir şekilde etki bırakıyor. Bu tiplerin çoğu güç kullandıkları için tehlikeli despot, diktatör olurken, etkileyerek ilerleyenleri ise lider oluyor. Bunun dışında şöhret ve ün kazanmak sosyal medyada (Facebook, Watshap, İnstagram, Youtube vb. gibi sosyal medya kanallarında) fenomen olmak gibi yöntemleri seçerek yegane hedefi, kazanımı olarak seçmek sağlıklı değildir. Ancak netice onu şöhrete götürmüşse bu sağlıklıdır. Neticede bu insanlarda bağlanma duygusu yok.
İnsan ilişkilerinde bağlanma duygusunu en yüksek seviyeye çıkarabilmemiz için sevgi, saygı, şefkat ve merhamet gibi unsurları geliştirmemiz gerekir. Bu yüzden yakınlık ve ait olma hisleri başkaları ile etkileşimlerde, vazgeçilmez iki yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Aile ilişkilerinde yakın olma ön plana çıkarken, diğer toplumsal ilişkilerde guruba ait olma duygusu uyumu sağlamaktadır.
Şemsettin ÖZKAN
01.02.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com