(Toplumsal İlişkiler 1778)
عُـرُباً اَتْـرَاباً
“Öyle ki eşlerine (muhabbet ve ülfetle) tutkun, hep (aynı) yaşıt (mutlu çiftler yaptık).” (Vakıa/37)
Bir sosyal medya Arapça paylaşımında; “güzelliği nisap miktarına ulaşan kadına söyle: “Şüphesiz güzelliğin zekatı tebessümdür. Bana güzelliğin zekatını ver ve bil ki, benden başkasına vermen haramdır” şeklinde anlatımı, ne kadar güzel değil mi?
Arap Edebiyatı zengindir. Ta cahiliye döneminden tutun da günümüze değin aşk konulu şiirler hep söylenegelmiştir. Bu münbit edebiyatın Memlüklüler dönemi şairlerinden eş-Şâbu’z-Zarîf (öl. 1289) ise nahiv kurallarından biri olan ve iki sakinin bir araya gelemeyeceği hususu üzerinden gönlünde sevdiğinden başkasına yer olmadığını ifade ettiği bir şiirini burada anmak yerinde olacaktır. (eşŞâbu’z-Zarîf, 1967: 273):
“Ey sevdaya tutulmuş yüreğimi mesken tutmuş kişi,
Bil ki yoktur yüreğimde senden başka bir sevgili.
Hangi sebeple kırdın kalbimi söyle,
O kalp ki, iki kişiye mesken olmadı inan ki.”
Sevda, yeni dilde ve tıp dilinde adına melankoli denilen çok tehlikeli bir akıl ve ruh hastalığının, eski dildeki adıdır ki, daha ziyade “kara sevda” olarak adlandırılıyor.
Aşk, “Işk” kökünden türetilen bir tabir olup, mana olarak da, sevenin sevdiği kişiyi tıpkı sarmaşığın kendisine sarıp sarmaladığı gibi ona payandalık yapan canlı ağaçlara yaptığı gibi, severken boğup öldürmesi demektir.
Son dönem en iyi çıkış yakalayan “Yağmur” şiiriyle gönüllerde taht kuran Nurullah Genç’in, “Aşk Ölümcül Bir Hülyadır” adlı upuzun denilebilecek şiirinde, en doğru ve en anlamlı sözü, son mısradaki ifadelerine ister istemez öylece takılıp kalıyorum işte;
Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mum çiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla’nın
Oysa aşk, karanlıkta ölümcül bir hülyadır.
Şemsettin ÖZKAN
09.05.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-antoloji.com
5-dergipark.org.tr (Ahmet Abdülhadioğlu, Klasik Arap Şiirinde Sevgiliye Duyulan Aşk ve Özlemin İfade Edilmesinde Kullanılan İmgeler adlı çalışmasından alıntı)