BİZE SEVGİLİDEN GELEN SIKINTI ŞEKER                   GİBİ TATLIDIR BİLİRİZ Kİ O SIKINTININ              İÇİNDE NE GÜZELLİKLER SAKLIDIR

(Toplumsal İlişkiler 1149)

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِؕ وَالَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُباًّ لِلّٰهِؕ وَلَوْ يَرَى الَّذٖينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَمٖيعاًۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعَذَابِ
“Ama hâlâ Allah’a rakip gördükleri varlıklara inanmayı tercih eden ve onları (yalnızca) Allah’a özgü (olması gereken) bir sevgi ile seven insanlar var: halbuki imana ermiş olanlar, Allah’ı başka her şeyden daha çok severler. Zulüm yapmaya şartlanmış olanlar, (Kıyamet Günü) azaba uğratıldıkları zaman görecekleri gibi, bütün kudretin yalnızca Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın cezalandırmada ne çetin olduğunu da keşke görselerdi!” (Bakara/165)

Hakiki Sevgili maşuk kim? Bütün sevgilerin yegane kaynağı kim? Şu alemde her ne varsa en çok sevilen varlık kim? Allah (c.c) değil midir?

           Hz. Mevlana; “bize sevgiliden gelen sıkıntı şeker gibi tatlıdır. Biliriz ki, o sıkıntının içinde, ne güzellikler saklıdır” derken verdiği mesaj da yine yüce Mevla’nın aşkı değil midir? Lütfu da kahrı da hoştur yüce Yaratan’ın demiyor mu hz. Pir?

          Aşk Allah’ı (c.c) doya doya sevmektir. O’na bağlanmaktır. O’na varmak ve O’nda kaybolmaktır. Aşk anlatılmaz, yaşanır. Bu yüzden olsa gerek Hz. Mevlana aşkın ne olduğunu sorana; “benim gibi ol da bil!” demiştir.

       Yine Hz. Mevlana der ki; “ey sevgili! Sana yazdıklarımı görenler seni bir suretten ibaret olduğunu sanırlar. Ama bil-  mezler ki, bu Aşk’ta hiçbir suret yok ve bilmezler ki; Mevla’dan başka “Aşk” da yok.”

        Bilmiyorum kaçıncı kez konu ediniyorum Allah aşkını ama şunu unutmamak lazım ki, bütün sevgilerin temeli Erich Fromm’un dediği gibi Tanrı sevgisidir. Bütün sevgiler O’ndan neşet etmiştir. Yani kaynak orasıdır. Suyun başı orasıdır.

        Bu yüzden Allah sevgisine uğramayan bütün sevgiler      eksiktir, güdüktür ve noksandır. Bu menbadan gelmeyen veya beslenmeyen sevgiler tatsızdır, tutsuzdur ve değersizdir. Asla es geçilemeyecek derin bir deryadır.

        Aşk hep vardı da, biz onu insanlarda aradık maalesef. Hz. Mevlana der ki; “Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında. Lakin kıblesi yanlıştır. Bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir… Kimisi gül yüzlü bir güzele meftun, kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur. Bazısı dünyaya kanmış, bazısı mala mülke aldanmıştır. Oysa her biri aslında bir sevgili tarafından sınanmıştır.”

       Ya Vedud, ya Vedud, ya Vedud… Ey çok seven ve sevilen Allah…   Çok şefkatli, muhabbetli, salih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegâne lâyık olan. Sevgi ve dostluk hissini yaratan Allah…

       Biliriz bu âlemde her gönül bir tek sevgiliye âşıktır, meftundur. O da sensin. Dünyanın gönlü geniş ruhu gezgin en güzel insanları ya Vedud (çok seven ve sevilen) esmasının tecellisini yüreklerine düşürenlerdir. Ne verecek sevgileri biter onların, ne de bölüşecek ekmekleri. Allah ile olduktan sonra ölümü de ömrü de hoş görenlerdir onlar. Herkes korktuğundan kaçar, onlarsa korktuğu Allah’a yönelirler. Çünkü korku Allah’tan korkusu olmayanlar içindir. Aşk acısı ve çilesi taşır onların yüreği. Zaten taşımıyorsa bir deli ya da bir ölüden ne farkı olur ki?

          Yunus Emre ne güzel söyler:

Hoştur bana Senden gelen,
Ya gonca gül yahut diken,
Ya hil’at-ü yahut kefen,
Narın da hoş, nurun da hoş.

          Hz. Mevlana da aşkın tek kaynağı olan Allah aşkına değinir:

Edep bilenler başkadır, / Canı ruhu yanmış âşıklar başka. / Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. / Âşıkların şeriatı da Allah’tır; mezhebi de.

          Muhiddin-i Arabi; boşuna “ aşk muhabbetin ifratıdır,” demiyor.

Şemsettin ÖZKAN

19.08.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-suskunduvar.com 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.