(Toplumsal İlişkiler 605)
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هٰذَا الْقُرْاٰنَ مَهْجُوراً
“Derken, kendilerine şefaat edeceğini umdukları Peygamber veya onun yolunu izleyerek toplumunu hak dine çağıran İslâm dâvetçisi,
“Ey Rabb’im!” diyecek, “Benim halkımdan Müslüman olduğunu iddia eden bazı kimseler, bu Kur’an’ı tozlu raflar içine hapsederek
terk ettiler. Kimileri onu anlamak ve uygulamak niyeti taşımaksızın okudu; ölülerin ruhlarına üfledi; kimileri onun yerine, başka eserleri başucu kitabı hâline getirdi; kimileri onu, üzerinde çalışmalar yapmaya yarayan bir malzemeden ibaret gördü; kimileri de onun bu çağda geçerliliğini yitirmiş bir kitap olduğunu ileri sürerek hayatın dışına itti; bunların yaptıklarından şikâyetçiyim yâ Rab!” diyecek.” (Furkan/30)
Bir şeyin değerini kıymetini maalesef zamanında takdir edememe gibi bir alışkanlığımız var. Bu durum hiç de iyiye alamet değil. Sevdiklerimizin, inancımızın, Kitabımızın, örf ve geleneklerimizin, vatanımızın v.b birçok şeyi gereği gibi takdir edip kıymetlendiremiyoruz. Yokluk denen imtihanla karşılaşınca işin vehametini anlıyoruz ama bu seferde iş işten çoktan geçmiş oluyor.
Cahit Zarifoğlu “bazen var’ı anlarsın yok ile sevgilim” (Korku ve Yakarış s.65 beyan yay.) alıntıladığım başlık beni derinden etkiliyor. Buyurun şiiri bir de siz okuyun hele.
BEYAZ CAMLAR
Beni bu sabah iri anla
Taşıp
Deli deli dağlardan inerek
Şehirlerin düzüne otumuş bir sel gibi
Yekpare bir suyum ben
Kocaman sev
Şikayetim gözlerimden kim
Ayetlerden ayırdın
Kimi vakit geldim sana
Ama hüznüm döndü
Baktım ki işgal gözlerin
Bilirem aydınlık için
Karanlık da gerekli
Bazan var’ı
Anlarsın yok ile
Sevgilim
Vazgeçilmez malzemem aletim
İhtiyar cam bakıcısı
Söyle nerde kayboldu
Bizi mi onları mı ayırırken tuttuğun yarğı
Bilmedin bile nasıl gelindi
Birkaç yüz sene yollar
Tırnak kadar plaka
Programın yazıldığı
Ucunda bir kılıç
Sonra bir kılıç ucunda bir plaka
Tırnak kadar büyüklüğü o kadar ince
Programlanmış Ve Bunlar Gibi
Terzide murdar kafa biçildi
Silindir bir şapka
için yontulup
Traşlandı
Şimdi insansan aklını bileklerinde erit
Gerdir yüreğinin kirişini
Fakat beni bu sabah yakın anla
Bakarsın kapkara ve kızıl hançereler arasında
Sesim yeleleri parlar bir at
Paslı dilini çarpan
Sen ki şimdi hele
Duayı erteledin
Akşamı aradan çıkardınsa bile
Çocuğuna bakmadın
Un-ufak yapayalnız karın
Önünde bütün varlığın bir diz’inin
Terziden sen de sen de
murdar bir baş edindin
camlar daha da kıvrak
Kalb hor..
Şemsettin ÖZKAN
14.02.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-antoloji.com