(Toplumsal İlişkiler 1066)
وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ
“Şehirde birtakım kadınlar; “Aziz’in karısı, (hizmetçisi olan) delikanlısından murad almak istemiş. Ona olan aşkı yüreğine işlemiş. Şüphesiz biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler.” (Yusuf/30)
Cahit Zarifoğlu “Anılar Defterinde Gül Yaprağı” adlı şiirinde âşık, ayrılık ve yalnızlık üçgenini şöyle tanımlar bize;
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
Kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sensizlikle.
Âşıklara sevgisizliğin dayatıldığı tüm coğrafyalarda, hele bir de ayrılıklar ekilmişse yollarına, aşk; tam bir isyana dönüşür. Hiçbir şeyin yolunda gitmediği bir anda insan, ayrılıp giden sevdiğine; “sen nasıl çekip gittin?” diye sormasında olaganüstü bir durum yoktur. “Gitmem” diyen sevgililerinden öğrenir yalnız kalmaları insan. Ayrılıklarsa işin sadece tuzu ve biberidir bu yüzden ayrılıkla başımız beladadır kim bilir?
Şemsettin ÖZKAN
28.05.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-sabah.com.tr