(Toplumsal İlişkiler 1720)
وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَاسَعٰى
“Şüphesiz her insana sa’yü gayretinden ve kendi emeğinden başkası verilecek değildir. (Herkes ancak hak ettiğine ve sebep olduğu kötülüklere erişecektir. İnsana gereken çalışıp emek vermek, maddi ve manevi kazanımlarını böyle elde etmektir.)” (Necm/39)
Kime ait olduğu yazmayan bir sosyal medya paylaşımında; “sana duvar ördüysem tuğlasını sen verdin” denilmesi insan her ne ederse etsin, kendine ettiğinin beyanı değil midir?
Neşet Ertaş’ın meşhur türküsünde seslendirdiği “kendim ettim kendim buldum, gül gibi sararıp soldum” dizelerindeki insan halidir tıpkı bu durum. İnsanın belki de yapması gereken tek şey özeleştiridir. Tabi ki kibir, gurur, kin vb. kötü duygularını yenebilme marifetini gösterebilirse şayet.
İsmet Özel, “herkes neyi düzelteceğini, neyin düzeltilmesi gerektiğini biliyor; ama bu düzelecekler, düzeltilecekler arasında kendisi yok,” derken bir şeylerin yanlış gittiğini söylüyor. İnsanın çok kötü bir durumuna işaret ediyor. Yanlışımızın farkında bile değiliz, hata yaptığımızı ve bilmediğimizin de bilincinde olmadığımızı anlatırken can alıcı cümleyi de kuruyor: “Asıl noksanlık, noksanlığımızı kavrayamamaktan doğuyor.”
O zaman insan öz eleştiri yapmakta güçlük çekiyor ya da bunu önemsemiyor demektir. O halde öz eleştiri ne demektir? Öz eleştiri kişinin hatalarını kabullenmesi, bu hataları yüksek sesle duymaktan rahatsızlık duymaması, eleştirilere açık olabilme olgunluğuna erişebilmesidir.
Hiçbir insan kusursuz değildir, dolayısı ile mükemmel bir insan yoktur. Kusurlar ve hatalar insanlar için vardır ve her zaman olacaktır. En başta bunu kabullenerek yola koyulmak gerekir.
Hz. Mevlana; “eğriyi kendinde arayan doğruyu kalbinde bulur” derken bizi, özeleştiri yapmaya davet eder. Zira insan en çok hatayı %99 başkasında görür de bir türlü kendisine toz kondurmaz. En büyük yanılgı da bu değil midir?
Pişman oldum diyerek hatalardan dönebilmek, özür dileyerek muhatabının gönlünü almak çok mu zor? Tövbe ediyorum ey Rabbim, estağfirullah diyerek yüce Yaratıcı’dan bağışlanma dilemek ne kaybettirir ki bize?
Halil Cibran der ki; “yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin. Unutma, tövbe özeleştiridir. Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir. Yön tayini sık kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir. Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir.”
Sezai Karakoç da; “devlet hayatında samimi eleştiri şarttır. Eleştiri yapmayan devlet kısa zamanda çöker” derken, özeleştiri yapamayan, hatalarını göremeyen, sürekli dar alanda birileri tarafından sürekli pofpoflanan,burnundan kıl aldırmayan sözümona siyasi mekanizmalara göndermeler yapar.
Özeleştiri konusunda en can alıcı cümleyi kuran Carl Gustav Jung; “hayatta en acıklı şey, insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir” derken, bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği yargı ve otokritiğini yapamamasının acı reçetesini sunar adeta bize.
Şemsettin ÖZKAN
12.03.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com